"Gün var mıdır ki akşam olmadık."
Tam anlamıyla bir yol hikâyesi olan Mavi Kuş, trene yetişmeye çalışan ve farklı hikâyelere sahip, neredeyse her kesimden bir grup insanın 1950'lerdeki otobüs yolculuğunu anlatıyor. Ve bir zaman yolculuğu gibi hissettiriyor.
Mavi Kuş, ihtivasında uzun uzun betimlemeler barındırsa da dili oldukça sade, açık ve akıcıdır. Sabırlı olmayı, umutsuzluğu, çabaları, umudu, yüklenilen dertleri görüyoruz. Bir ayna, bir film şeridi misali, kendimizi, hayatımızı göz önünde bulundurtuyor aslında.
Bir amaç uğruna edilen mücadelelere de tanık oluyoruz yolculuk boyunca.
Su gibi akıp giden Mavi Kuş, sürpriz bir sonla karşılaştırıyor sizi. Kitabı okurken su gibi siz onu içiyorsunuz, ama sonuna geldiğinizde bir bakıyorsunuz, o sizi su gibi içmiş; biraz kendinize ve hayatınıza odaklandığınızda hemen bunun farkına varıyorsunuz.
Hakikati iliklerinize kadar hissediyorsunuz. İnsan yaşamına ilişkin hakikat apaçık verilmiş, hem de günümüzde insan hayatının baş süsü olan önyargıya yer verilmeden anlatılmış hikâyemiz...
Okunmasını tavsiye ediyorum. Huzurlu ve faydalı okumalar diliyorum..