...ancak ilişkilerinin hemen ardından, Nazım’ın mahpusluk günleri başlar. Nazım içerideyken, Piraye’ye onlarca şiir yazar. Piraye ve Nazım’ın 12 yıl süren mektuplaşmaları bu aşamada başlar. Piraye tam bir sadakatle Nazım’ın geri döneceği günü beklerken hikayenin akışı bir anda değişir. Nazım’ın kalbi başka bir kadına kaymaya başlar. Ve Nazım'ın Piraye aşkı da biter.
Çünkü artık Nazım’ın yeni aşkı, onu hapishane de görmeye gelen Münevver gündeme gelmeye başlamıştır.
Piraye yıkılır, ancak kimseye belli etmez. Münevver ise evli bir kadındır. Nazım'ın cezaevinden çıkamayacağını anlayınca eşinden boşanmaktan vazgeçer. Nazım ise aşkını kaybetmenin acısıyla sarsılırken, bir yandan da onu tüm benliğiyle seven ve bekleyen Piraye'yi de kaybetmiştir. Bunun üzerine Nazım, Piraye’ye geri dönmesi için bir mektup yazar ve onu görmeye gelmesini ister.
“Yeryüzünde hiçbir insan, hiçbir insana benim sana yaptığım kötülüğü yapmamıştır. Bütün bunlara rağmen gel. Sana ‘gel’ diyecek kadar yüzsüz ve alçaksam, ne halt edeyim, öyleyim işte. Fakat gel. Ve benden nefret ederek, beni hor hakir görerek de olsa, beni bir daha yalnız bırakma!”