Öyküde Gerçeklik ya da Toplumsal Gerçeklik
Çünkü mizah bir çeşit dirençtir. İçinde yaşadığımız duruma bir çeşit tepki ve kendini rahatlatma. Yoksa kasvetten ölürüz.
Sayfa 45 - YKYKitabı okudu
Anlatıbilim Açısından Budist Sinema: Yeni Bir Türe Doğru mu?
Budizm’in sürekli olarak, bir din değil bir felsefe olduğu ileri sürülür. Bireysel düzlemde böyle olabilir, ancak kurumsallaşmış bir ideoloji olması dolayısıyla dinsel niteliği bulunuyor. Budizm, yaşamı acı ile tarifler. Bir tanrı inancı olmayan Budist ideolojiye göre, Buda, insanın içindedir. Bu özellik doğuştan gelir. İçimizdeki Buda kimileri
Reklam
Bi' güldüm bi' güldüm, anlatamam... Mizah: Gülmece. Gülmece: 1. isim Eğlendirme, güldürme ve bir kimsenin davranışına incitmeden takılma amacını güden ince alay, mizah, humor. 2. isim, edebiyat Gerçeğin güldürücü yanlarını ortaya koyan edebiyat türü, mizah, ironi. Türk Dil Kurumu'na göre mizah, insanları güldürmeye yarıyor. Münip Koruyan'a göre
Önsözler
Poe'nun Öyküleri Üzerine / Charles Baudelaire Hayal gücü, Poe için, insan melekelerinin sultanıdır; ama o, okurun anladığından daha çok şey anlar "hayal gücü" kelimesinden. Hayal gücü, fantezi değildir; duyarlılık da değildir (ama duyarlı olmayıp da hayal gücüne sahip olan bir insanı düşünmek de zordur). Hayal gücü, şeylerin mahrem
Sayfa 7 - Dex Kitap - 1. Baskı / Ocak 2020
En sonunda, neredeyse sonradan akla gelmiş bir şeymiş gibi, Marduk insanı yarattı. Tiamat'ın Apsu'yu bertaraf ettikten sonra yarattığı kendi sersem kocası Kingu'yu ele geçirip öldürdü ve onun kutsal kanıyla toprağı karıştırarak ilk insana şekil verdi. Tanrılar şaşkınlık ve hayranlık içinde seyrettiler. Bütün bunlara rağmen, mitosun insanın kökeni hakkında sunduğu bu öyküde yaratılışın esasıyla ilgili olmayan ama tanrıların en aptal ve aciz olanından kaynaklanan bir mizah unsuru söz konusudur. Aslında bu öykü bir başka önemli noktaya dikkat çekmektedir, ilk insan bir tanrıdan yaratılmıştır. Dolayısıyla, insan ve tanrı arasında herhangi bir uçurum mevcut değildir. Maddi evren, erkek, kadın ve bizzat tanrılar aynı özü paylaşırlar ve aynı tanrısal maddeden vücut bulurlar. Pagan görüş bütüncü bir nitelik taşıyordu. Tanrılar, insan soyundan farklı bir ontolojik düzlemde onlardan kesin olarak ayrı bir kategori oluşturmuyorlardı: Tanrısallık temelde insanlıktan farklı değildi. Bu yüzden, tanrıların yukarıdan aşağıya indirdiği özel bir vahye ya da tanrısal bir yasaya gerek yoktu. Tanrılar ve insanoğlu aynı kaygıyı taşıyorlardı; tek fark, tanrıların daha güçlü ve ölümsüz olmalarıydı.
Sayfa 33
- Enuma Eliş, başlangıçta, tanrıların, kendisi de kutsal olan şekilsiz balçıktan çifter çifter oluştuklarını söyler. Babil efsanesinde, sonradan Kitab-ı Mukaddes’te de olduğu gibi, eski dünyanın yabancısı olduğu yoktan varoluş düşüncesine rastlanmaz. Söz konusu kutsal balçık, gerek tanrılar gerekse insanoğlundan da önce, ta ezelden beri mevcuttu.
Reklam
İ. Ö Filistin Bölgesinde inanılan bir mitos....
En sonunda,neredeyse sonradan akla gelmiş bir şeymiş gibi marduk insanı yarattı.Tiamat ın apsu yu bertaraf ettikten sonra yarattığı kendi sersem kocası kinguyu ele geçirip öldürdü ve onun kutsal kanıyla toprağı karıştırarak ilk insana şekil verdi.Tanrılar şaşkınlk ve hayranlk içinde seyrettiler.Bütün bunlara rağmen,mitosun insanın kökeni hakkında sunduğu bu öyküde yaratılışn esasıyla ilgili olmayan ama tanrılarn en aptal ve aciz olanından, bir mizah unsuru sözkonusudur.Aslnda bu öykü bir başka önemli noktaya dikkat çekmektedir.İlk insan bir tanrıdan yaratlmıştr.Bu yüzden o ne kadar sınırlı olsada tanrısal bir öze sahiptir.
Resim