"Bakın, eğer onlar hala yerin altındalarsa şurada bir yerde olmallar... Giriş yaptıkları nokta burasıydı.'' dedi kalemle işaretleyerek "Burası ise çıkacakları noktaydı. Yarışmanın sembolü olan şifreli kapı burada. Eğer sona kadar gidebildilerse burada olmalılar. En kötü ihtimalle buraya yakın bir yerde olmalılar." Araz Seden'in kalemle işaretlediği yerlere bakarken korkarak sordu. "Sona kadar gidebildilerse ne demek?" Seden başını kaldrıp dolu gözlerle Araz'a baktı. "Aşağısı... Yani plato... Hiç sağlam değildi Araz. Adam delinin teki. Orada başlarına her şey gelmiş olabilir. Dua edelim ki orada olmasınlar." Seden'in konuşmaları Araz'ın öyle korkutmuştu ki anında ayağa kalktı. Tüm kağıtları katlayarak askılıktaki ceketinin cebine sokuşturdu ve ceketini üzerine geçirdi. "Dikkatli ol.'' dedi Seden, "Polisin haberi var mı?" "Polis sadece arıyor ama ayrıntılardan haberi yok.'' dedi Araz telaşla ayakkabılarını giyerken.
''Yarışmaya başlayacakları gün birkaç ülkenin de ricasıyla yarışmanın ilk bölümlerini banttan yaynlanması kararı alındı. Yarışma yeraltında geçecekti, herkesin sorun yaşama ihtimali vardı. Bunu göze alarak hemen canlı yayına geçemezlerdi. Bu Taylan'ı fazlasıyla mutlu etti, çünkü daha yarışmacıları bile oraya sokmadan sorun yaşamaya başlamıştı. Aşağının elektrikleri gidip geliyordu. Son dakikaya kadar ekipten ayrılanlardan öte Taylan'ın ekipten çıkardığı da birçok isim oldu. İşte ben onlardan biriyim. İşimizin buraya kadar olduğunu, küçük bir ekiple devam etmenin yeterli olacağını ve hatta belki de yarışmanın iptal olacağını anlatarak bizimle yollarını ayırdı. Tutarsız konuşmaları vardı ama son dakika iptal olan projeler bu sektörde çok normal karşılanır. O yüzden kimseye çok da tuhaf gelmedi. Hatta 'Umarım iptal olur' dediğimi hatırlıyorum. Oranın yarışmacılar için tehlikeli olduğu fazlasıyla belliydi.'' Sonra Araz'a bir kağıt daha uzattı. "Bu nedir?" diye sordu Araz. "Bu benim projeden ayrıldığımı gösteren belge. Belki inanmazsınız diye..." Araz onu da incelerken aklını kaybedecek gibiydi. Nefesi daralıyordu, tek istediği kardeşini bulmaktı. "Benim projeyle yolumun ayrılması bu şekilde oldu. Ekipte tanıdığım kimse kalmadı, onlar yollarına küçük bir ekip olarak devam ediyorlardı. Yarışma ise hiçbir zaman yayınlanmadı, iptal olduğunu düşündük. Ta ki ben telefonlar almaya başlayana kadar..." dedi ve derin bir nefes aldı Seden.
Reklam
Kendisini çağıranlar, bu üç katlı ve ahşap binada olmalıydılar. Allah nasip ederse bu defaki tahmini daha isabetli olacaktı. Yine de, sol taraftaki mezar taşlarının yanından geçerken içinde bir şüphe yok değildi. Açık bırakılmış kapıdan içeri girdiğinde kendini, tavandan sarkan avizedeki onsekiz kandilden çok, kelimelere dökülmesi gayrı kabil bir
Mobbing Bank Diyor ki;
Dijital Peygamberler Pozitif enerjinin yükselen bilinci emperyalizmi telaşlandırdı. Pozitif bilincin yükselmesinin arkasında ki gücü biliyorlar. Emperyalizm ise negatif gücün arkasında yaratanı gösterip kendileri olduğunu gizleyerek toplumları aldatıyorlar. Ülkeyi, dünyayı, kişisel yaşamlarımızı, siyasi ve ekonomik gelişmeleri, tabiat
"Sana aylar önce Şamarcı söğüt'ün benim Hogwarts'a geldiğim yıl dikildiğini söylemiştim. Gerçek şu ki, Söğüt, Ben Hogwarts'a geldiğim için dikildi. Bu ev-" Lupin odaya mutsuz bir bakış attı, "- buraya gelen tünel - ben kullanayım diye yapıldı. Ayda bir şatodan kaçırılırdım, buraya, dönüşmeye getirilirdim. Ağaç, tehlikeli olduğum sırada başka birinin bana rastlamasını önlemek için tünelin ağzına dikilmişti."
ÖYLE BİR HİKÂYE Sinemadan çıktığım zaman yağmur yine başlamıştı. Ne yapacağım? Küfrettim. Ana avrat küfrettim. Canım bir yürümek istiyordu ki... Şoförün biri: – Atikali, Atikali! diye bağırdı. Gider miyim Atikali'ye gecenin bu saatinde, giderim. Atladım şoförün yanına. Dere tepe düz gittik. Otomobilin buğulu, damlalı camlarında kırmızı,
Reklam
Üsteğmen Faruk, cepheye yeni gelen askerleri denetlerken bir yandan da onlarla sobbet ediyor, "Nerelisin?", "Kaç kardeş siniz?" gibi sorular soruyordu. Gözleri bir ara, saçının ortası kırmızı olan bir delikanlıya takıldı. Delikanlıyı yanına çağırdı ve merakla sordu: "Adın ne senin evladım?" Delikanlı, hazır ol
Tektanrıyla tanıştırıldığımızdan yana kafalarımız karışık. Sen eski Yunan'da Platon'un, Sokrates'in, Aristoteles'in düşüncelerini pohpohla, sonra da gel tanrılarını ciddiye alma. Musa'nın Kızıldeniz'i ortasından yarıp yürüyerek geçmesi, İsa'nın Tanrı'nın oğlu olması, Muhammed'in Burak sırtında
Bütün zavallı yerliler doğuştan canidir, çünkü ekvatora otuz derece uzaklıkta yaşarlar. Kınanmamaları gerekir, ellerinden bir şey gelmez. Biz de buraya yerleşseydik. onlar gibi olurduk.
Raymalı-aga kendi zamanında çok tanınmış bir cırav (yırcı), bir ozan idi. Daha küçük yaşta ün kazanmıştı. Tanrı vergisi bir yetenek ve kişiliğinin üç güzel özelliği sayesinde bozkırın en ünlü yırcısı, âşık ozanı olmuştu: Güftesini kendi yazar, bestesini kendi yapar ve güzel sesiyle bunları hem çalar, hem söylerdi. Dinleyenler ona hayran
ötüken yayınevi
Reklam
Bedir Gazvesi
Hacc Süresinin 39 ve 40, âyetlerinde şöyle buyruluyordu: "Kendileriyle savaşılanlara, uğradıkları zulüm sebebiyle savas izni verildi. Allah elbette ki onlara yardım etmeye, onları zafere erdirmeye kadirdir. Onlar, sadece "Rabbimiz Allah" dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarılmış kimselerdir..." Abdullah İbn Cahş ilk
Sayfa 162Kitabı okudu
_Hayat, sürprizlerle dolu bir kumardır ve hayatın ne olduğunu sadece kumarbazlar bilir. _Eğer cesur değilsen samimi olamazsın, sevemezsin, güvenemezsin, gerçeğin peşine düşemezsin. O yüzden önce cesaret gelir. Ve diğer her şey onu izler. _Risk al. Belirsizlik deme; merak de. Güvencesizlik deme; özgürlük de. Bu güvencesizlik, hayatın
Kuzeybatı'da bulunan uzak tepelerdeki köye gelene kadar uzun saatler süren otobüs yolcuğu yaptı. Kısa sürede o küçük tepeye tırmandı ve yine aynı ormanı gördü. Ağaçlar büyümüştü ve artık daha yoğun görü­nüyordu. Ama Ye, ormanın önceye göre daha küçük oldu­ğunu fark etti. Büyümüş yeni ağaçlar son birkaç yıl içinde yeniden kesilmişti.
Sayfa 325Kitabı okudu
... kimin yüzünü çevirdiysem hüznü de sevinci kadar ıskarta.. Niye indim buraya ben? Boşuna mıydı yol boyunca benliğime musallat olan bela? Bir çevrim tamamlandı mı şimdi? Yine mi döndüm başa? Olmaz diyor yanımdan ayrılmayan vaşak kimse başa dönmemiştir, dönemez hele sen geçtiğin o ormanlar rüyalarındaki canavarlardan sonra çok uzaksın o ilk
Sayfa 20
Resim