''(...)Sonny Tufts'a dudak büker, gülerdi. Yüzü anlamlı yaşlı adamları severdi o. Kimi vakit elindeki ıslak bezi tezgahın üzerinde ileri, geri gezdirirken, hayallere dalarak iri iri açılmış gözleri kapıya dikilir, bu açık renk gözler önce bir kırpışır, sonra bir ara kapanırdı.
.....O zaman anlardınız ki kızın kafasındaki o gizli bahçede, Clark Gable lokantadan içeri girmiş, onu görünce küçük dilini yutar gibi olmuş, orada öylecene kala-kalmış...dudakları aralık, gözleri: << İşte aradığım kadın! >> der gibi. Dört bir yanında da densiz sinekler dönüp duruyorlar.
.....Bu hayal daha öteye hiç gitmezdi. Mahçup tazeydi Norma. Bundan başka, öyle şeylerin nasıl yapıldığını da bilmezdi. Ömründe sevişme diye başından geçen tek şey birtakım güreşmelerdi; bir arabanın içinde biri onu soymaya çalışır, o da elbiselerini üzerinde tutmak için cebelleşir. Bunda ayak diremiş, şimdiye kadar da hep kazanmıştı(...)''
Sayfa 25 - Güven Yayınevi (1975, İkinci Baskı)