Kitabe-i Seng-i Mezar I Hiçbir şeyden çekmedi dünyada Nasırdan çektiği kadar; Hatta çirkin yaratıldığından bile O kadar müteessir değildi; Kundurası vurmadığı zamanlarda
İlginç Bir Soru...!!! Japonya’da saygın bir firma yönetimi, işe girmek isteyenlere bir soru sormuş ve soruya uygun cevabı veren kişiyi de işe almışlar. Sorunun ilginçliği bu sorunun doğru ya da yanlış cevabının olmaması… Yağmur bulutları apaçık çok şiddetli bir fırtınanın gelmekte olduğunu söylüyor.Karanlık yağmurlu bir gece, şimşekler çakıyor,
Reklam
Evet, insanın başına öyle çılgınca, öyle akıl almaz düşünceler saplanır ki, bu düşüncelerin gerçekleşeceğine enikonu inanmaya başlar... Dahası var: Eğer bu düşünce çok güçlü ve tutkulu bir isteğe dayanıyorsa, çoğu zaman yazgının hazırladığı, alınyazısı gibi, gerçekleşmemesi olanaksız, kaçınılmaz bir şey gibi görünür! Belki de bu önsezilerin bi bileşimi, istencin olağanüstü bir çabası, imgelemin doğurduğu bir zehirlenme ya da buna benzer bir şeydir... Neyin nesi olduğunu bilmiyorum ama o akşam, ki o akşamı ömrüm oldukça unutamam, başımdan mucize gibi olay geçti. Aslında matematiksel olarak kolayca açıklanabilir ama ben yine de bunu bir mucize sayıyorum. Peki ama o kesin duygu, nasıl olmuştu da uzun zamandan beri içimde böyle derin, böyle güçlü bir biçimde kök salmıştı ? Kafamı hep bu soru kurcalıyordu. Ayrıca, şunu bir daha belirtmek isteri, bunu bir rastlantı olarak değil, başıma gelmesi kaçınılmaz bir zorunluluk olarak görüyordum!
Sayfa 131 - Akvaryum Yayınevi
Taş köprünün tam orta yerinde durdu. Artık biliyordu ki ne geriye ne ileriye hangi yöne adım atarsa atsın, karşısında hikayesini bulacaktı. Biliyordu ki görüp geçirdiği her bir acıyı ve her bir saadeti tekrar ve tekrar yaşayacaktı. Her kuşluk vakti ferahlayıp kanat çırpan yüreği, her akşam vakti sıkışacaktı. Yaşanan, yaşanılan ve aslolan tekerrürdü; ve tekerrürde hiçbir şey baki kalamazdı. Öyle ise dönüp durmalı halka diye düşündü. Nesim-i seherde tazelemeli yüreğimi, öğle güneşinde lime lime etmeli etlerimi, günbatımlarında bir bir toplamalı oraya buraya dağılmış parçalarımı, yıldızların altında tekrar ete kemiğe büründürmeli beni. Dönmeli ki ben, ben olmaktan çıkayım. Toprağa karıştığımda yabani bir ot olup boyvereyim; dönmeli ki otu alıp kaynatmalı başka başka insanlar; dönmeli ki şifa niyetine içsinler beni, hastalıklarına deva, yaralarına merhem olayım. Dönmeli ki ölümlerden hayat doğsun. Dönmeli ki başka başka demlerde, başka başka sıfatlarda vücut bulayım. Dönmeli ki her dem başka bir suret ile geleyim. Halka dediğin dönmez ise kendini yer bitirir; Bir yılan ki kuyruğunu ısırır. Yılanın gözleri işte bunu hatırlatır.
Can Sıkıntısı
Bir müddet durdu. Eliyle gözlüğünü oynattı ve devam etti: “Hiçbir şey istemiyorum. Hiçbir şey bana cazip görünmüyor. Günden güne miskinleştiğimi hissediyorum ve bundan memnunum. Belki bir müddet sonra can sıkıntısı bile hissedemeyecek kadar büyük bir gevşekliğe düşeceğim. İnsan bir şey yapmalı, öyle bir şey ki... Yoksa hiçbir şey yapmamalı.
Ülkemizde " İslam İnanç Birliği " tarikatlar ve cemaatler yoluyla parçalanmış durumdadır.Öyle dini tarikatlar var ki;biri diğerini kafir olarak görmekte, adeta boğazlamak için fırsat kollamaktadır. * Prof.Çetin Yetkin'in " Karşı Devrim 1945-1950 " kitabında Atatürk'ün hakkın rahmetine kavuşmasından sonra Türk devleti idaresi İsmet İnönü'nün eline geçmiş ve Atatürk'ün ihdas ettiği, devletin milli kurumları teker teker ya ortadan kaldırılmış, ya da etkisizleştirilmiştir. * Ben, Türkiye'de katledilen soldan ve sağdan bütün aydın ve gençlere üzüldüm ve üzülüyorum ve hadiseyi şöyle değerlendiriyorum. - Çanakkale Savaşı, birinci eğitimli Türk katliamıdır. Bugün içinde bulunduğumuz kültürel, iktisadi ve siyasi çalkantının kökleri bu hürriyet mücadelesine kadar gider. - Sakarya Savaşı'ndaki mücadelemizin esas lokomotifi subaylarımızdır. Sakarya tam bir subay savaşıdır. Yani " okumuş" larımızın savaşı. -12 Eylül öncesinde soldan ve sağdan Türk gençlerinin katli, tarihimizdeki üçüncü eğitimli Türk katliamıdır. Aynı silahla akşam ülkücü gençleri, sabah solcu gençleri öldürdüler.
Sayfa 350 - Çetin Yetkin " Karşı Devrim 1945-1950 " , Y.A.M.ve H.Yayınları , Antalya 4.Baskı Nisan 2006Kitabı okudu
Reklam
Kaç gün kaybetmişim? Ne zaman dalmışım o suyun içine? Ne zaman “tamam, daha fazla nefesimi tutamıyorum” diyip çıkmışım sudan? Evet, hesaba göre 3010 gün kaybetmişim. Daha doğrusu 3010 gün kaybetmek değil de, yaşamamış olmak… 3010 gün yaşamamışım. Peki, o kadar güne yetişebilecek miyim şimdi? 3010 gün boyunca okuma ihtimalimin olduğu kitaplar,
ÜNİVERSİTE senelerden üniversitenin ilk yılları.okula ilk adım atışımda ""ben de sonunda üniversiteli oldum,değişecek miyim,buraya alışacak mıyım,hayatımda ilk defa ailemden ayrı bir dam altında uyuyacağım ve de bütün bir sene boyunca ve de tek başıma..off mu desem oh mu desem.konuşsam ağzım büyür mü,korkunç mu ,daha mı mutlu" gibi
Dünyada ölüm diye bir gerçek varken, sevdiğiniz kişinin hala nefes aldığına dua edin. Akşam kapıyı annenizin açmasına şükredin. Ne bileyim,bir silkelenin. Kıymet bilin,sevin. Severken incitmeyin.Kibir yapıp gitmesine izin vermeyin. Gün gelir öyle kayıp gider ki o eller avuçlarınızdan feleğiniz şaşar,dünyanız durur,ha derler ki hayat devam ediyor. Yok devam etmiyor.Önce gülüşünüz kaybolur,sonra neşeniz. Siz siz olun,şu boş hayatta hiçbir şey için karalar bağlamayın. Özlemekten ciğeriniz solmadan soluğu yanında alın. Teni hala sıcakken sarılın.. Anonim
Kutu cücesiyim bu akşam, güneşli bir güne hıçkıdık olarak uyanıyorum dişsiz hep yanımda.Bugün salı öğlen saat 14.00 ıssız adada ki Ralp'im. Deniz kabuğunu üfleyen yüreği büyük bedeni küçük kahraman. En sevdiğim kitabın başlığıyım içinde bir dünya var tarih 1984 adım Don Kişot. Günlerden çarşamba Damien Chazelle'in Whiplash filmini yazan parmaklarıyım, elimde büyükbabamın en sevdiği kalem. Bill Withers'ın sesiyim Ain't No Sunshine insanların kulaklarında. Annemin zarifçe dudaklarına sürdüğü rujum gözler üzerimde. Güneşin kavurduğu bir günde Hazara Hasan'ın yüreğiyim öyle büyük öyle masum.Emir'in vicdanıyım, Hasan'ın oğlu Sohrab'ım Fars destanının en güçlü kahramanı.Çocukluğu isminin anlamını açıklamakla geçen Pii'yim. Pislik değil Pii matematikte karşılığı 3.14 . Evet ben Pii yaşamaktan vazgeçmeyen azimli çocuk. Adım Richard Parker okyanusta varlığı ile mücadele eden kaplan.Ve ben bana aşkla bakan çocukluğumun gözleriyim, ben prenses o prensesin uykusu o benim en sevdiğim. Ben beni ben yapan her şeyim. 18 Mayıs Pazartesi 02:12 ŞİRİN
Reklam
Evet, ne komik, ne de neşeli bir şey var. Her şey iğrenç. Akşam ayinini haber veren çanlar çalıyor, şu tüccar da ne kadar düzgün haç çıkarıyor öyle, sanki bir şeyi düşürmekten korkuyor. Bu kiliseler ne için, bu çan ve bu yalan? Öfkeyle birbirine küfreden şu arabacılar gibi hepimizin birbirinden nefret ettiğini saklamak için sadece. İşte gerçek bu!
Dünyanın en yorgun ve en güçlü insanlarıdır anneler. evlatlarına karşı kızgınlıkları, telaşları, tembihleri, koruyup kollamaları, kısacası her halleri kendilerine hastır ve hepsinin altındaki tek güdü istisnasız muazzam bir sevgidir.Şefkat "ana şefkati" diye onunla anılır. ... - Hüğaaa, elimi kestim anneee, çok acıyoğaa hüğaaa. - Eyvahhh! Ooohhh, çok iyi oldu sana ohhh! Yüreğimin yağları eridi.Ver ver bi de ben keseyim ver. Tabi, ben sana git ddedim, o bıçağı tut dedim, elini bir güzel kestir dedim.Ohh nasıl sevindim varyaaa, kanasınnn, şakır kakır kanasın. Ana lafı dinlemezsen öyle olur.Hah çek şimdi cezanı...Offf yaa off! Ben nerelere gideyim amaaaan aman. Ölmek var ya hiç bişii diil hiç bi şiii... ..... - Anne çok miğdem ağrıyo ya n'apim? - İç yavrum iç. Daha çok sigara iç. bitir o paketi. Sonra terle terle, üstüne bi de soğuk su iç geçer. ..... - Anne çantamı gördün mü? Nereye koydum ben bunu ya öff. - Nereye var gücünle fırlatıp savurduysan ordadır evladım. Bi dahakine daha uzaa fırlat, elinle koymuş gibi bulursun e mi çocum? .... - Hoş geldin, hoş geldin. Aman da acıkmıştır şimdi benim güzel oğlum. Patates yemeği yaptım yer misin? Yanında pilav da var. Bi de muhallebi yaptım, sen seversin.Hazırliyim mi anasının bi tanesi? - Ya ben patates yemem. Pilav da istemem şimdi.Başka bişi var mı? - Var. Bi temiz sopa var.Yer misin çocum?! ... - Günaydın anne. Iaaaahh. ay ayılamıyorum ben ya. Alamadım uykumu gene. - Sana da iyi ikindiüstleri yavrum. Daha hava kararmadı ki, sen niye böyle erkencikten kalktın? iki saat sonra akşam olacak, nasılsa gene yatacaksın.Kalkıp bölmeyeydin kış uykunu çocum. ...
Sayfa 40
Resim