Çok zor kitap beğenen biri değilim. Sevmesem bile kesinlikle her kitabın sonuna kadar gitmeye çalışırım. Bu kitaba bu kadar düşük puan vermek istemezdim ama artılarını ve eksilerini size söyleyeyim.
Yazar farklı bir kitap yazmaya çalışmış. Kendi dünyası, kendi düşünceleri ve kendi karakterleri tabi olacak ama bildiğiniz fantastik türüne benzemiyor. Çoğunluğa uymamış demeyeyim ama kendi eserini kendi kurallarıyla yapmaya çalışmış diyeyim. Dipnotlar bile bildiğiniz türden dipnotlar değil, sanki asıl bilgi kaynağı o ve size yazdığı zaman bile anlatamadığı şeyleri dipnotla söylüyor ki onlar da çok yardımcı oluyor diyemem. Bir o ana bir bu ana geçiş zamanı farklı oluyor italikle yazılmasa fark edemezdim bu da kitaba adapte süresini daha da uzatıyor. Yarattığı dünyayı anlamak ve kafada kurmak çok zor değil ama yazar sanki bilerek bunu sizin için zorlaştırıyor. Flashbacklerle, içten seslerle ve farklı türlerle sen anladığını sanıyorsun ama bir dur bakalım izlenimi vermeye çalışmış bence ki bu da en başta söylediğim kendi temasını yaratmaya çalışmasından kaynaklandığını düşünüyorum. Puanımda en büyük etken fiyatı. Eğer düzgün bir fiyattan satışa sunulsaydı belki dört puanlık bir kitap olabilirdi ama bu haliyle ben pek sevemedim. Sizin de sevip sevmeyeceğinize garanti veremem bence ilk 30 40 sayfanın okunup öyle karar verilmesi gerekiyor.
112 syf.
9/10 puan verdi
::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
Dişi Domuz, Fransız yazar Marie Darrieussecq'in 1996 yılında yayınlanan kısa romanıdır. Yazarın ilk kitabıdır. Bu roman büyük bir başarı kazandı ve kırktan fazla dile çevrildi.
«Tüm bu tuhaflıklar Tanrı'nın gazabı mı acaba diye düşünmeye başladım,
Jeremy ile Cecily'nin hikayesi..
Beklemediğim bir şekilde sevdim ki sevmeyeceğim düşünüyordum.
Başlarını sevmedim hele bu ikilinin sapkın zevkleri beni hasta etti. İkisinin bu yönünü de sevmedim açıkçası. Yani yazarın böyle başlamasına gerek yoktu yaa. Sonrasında bu konudan uzaklaşıp biraz daha normalleşme iyi oldu.
Sevdiğim nokta şu oldu bu ikili konuşuyor yahu diğer kitapları aksine. Geçmişlerini, istediklerini, hatalarını, üzüntülerini, yaralarını konuşup birbirlerini iyileştirdiler. Cecily'nin yaşadıkları çok ağırdı gerçekten üzüldüm ama Jeremy'nin onu anlaması, koruyuculuğu çok hoşuma gitti.
Ayrıca serinin diğer kitapları genel olarak sen benimsin yok değilim ama olabilirim de minvalinde geçerek bu kitapta sen benimsin denilince host ulan ben bir bireyim diyen bir kadın vardı. Bu dik duruşundan dolayı Cecily'i tebrik ediyorum. Bu serinin duyguları en iyi hissettiren kitabı bu idi şimdilik.
Bu ikiliyi hiç sevmeyeceğim düşünerek başlayıp en sevdiğim ikili olarak bitirmem bana da sürpriz oldu.
Hala en çok Ava ve Eli'i okumak istiyorum.
Şimdi sırada Landon ve Mia var. Onlardan çok hoşlanmaya ağzımı düşünüyorum umarım beni şaşırtırlar. Landon çok gıcık, kötü, nefret bir karakterdi bu kitapta bakalım Mia'mızla nasıl olacak. Anlaşılacağı üzere ben Mia'yı sevdim. Bakalım ikisi nasıl olacak?
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki kitap beni hayal kırıklığına uğrattı. İlk uğradığım hayal kırıklığı ise cümlelerdeki bütünlüğün olmayışı. Evet bu kitabı Osho yazmadı. Osho’ nun konuşma yaptığı yerlerden elde edilen verilerle oluşturuldu bu kitap. Yine de çevirisi gerçekten kötüydü bana göre. Bazı cümleler birbirinden çok kopuktu. O bütünlüğü aradım ama maalesef.
Diğer hayal kırıklığı ise hiç beklediğim gibi değildi. Yani buradan anlaşılıyor ki Osho abimizle düşüncelerim - en azından bu kitabı için- uyuşmuyor. Bazı söylediği, akıl verdiği konular güzelde olsa okuduğum kısma kadar tavsiye etmeyeceğim yerleri vardı. Tabii ki hepimizin düşünceleri ayrı olabilir.
Kitap soru cevap şeklinde ilerliyor. Ben böyle ilerlediğini de kitabı alınca öğrendim. Kitabın arka kapağını ilk okuduğum da bir çocuk yetiştirmek için biz yetişkinlere güzel bir yol haritası olacağını düşünmüştüm ama cık.
120. sayfalarında yarım bıraktım. Daha fazla zaman kaybetmek istemediğim açıkcası. Normalde bırakma gibi bir huyum yok ama çapraz okuma yaptığım için diğer kitaba önem vermek zaman kazanmak açısından daha iyidir!
Yazarın fikirleri çok net ve keskindi. Şimdi değil ama bir gün belki aynı fikirde olabilirim. Ama bazı konularda kesinlike şimdi aynı fikirde değilim. Yıllar sonra da öyle olmayabilirimde orasını bilemem. Özellikle son sayfalarda duyguları, inasanları basitleştirip sıradanlaşdırmasından hoşlanmadım. Ve bunun gerçekte öyleymiş gibi kesin bir bilgi gibi ifade etmesi... bilemiyorum. Sadece kendi düşüncelerinin yer aldığı bir kitap olduğunu düşününce buna pek takılmama gerek yok sanırım. Çoğunlukla fikirlerimiz aynı olmasa da farklı bir bakış açısından değişik fikirleri okumak keyifliydi.
Olimposun Kanı
Öncelikle kitabı beğendiğimi söylemeden geçemeyeceğim. Zaten Rick Riordan 'ın yazdığı çoğu kitabı okumuş biri olarak kaleminin baya güçlü olduğunu söyleyebilirim. Kurgusu da sağlam, insanı içine çekiyor ve anında kitabın akıcılığı sağ olsun kitap bitiyor.
Yine de eleştirmek istediğim ' bazı ' noktalar var.
---İlk olarak--- Percy
