Onyedinci Lem'a (Zühre'den gelmiş "Onbeş Nota"dan ibarettir.) بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ Mukaddime Oniki sene evvel inayet-i Rabbaniye ile, marifet-i İlahiyede bir hareket-i fikriye ve bir seyahat-i kalbiye ve bir inkişafat-ı ruhiyede tezahür eden bazı lemaat-ı tevhidiyeyi Arabî olarak Notalar suretinde
129 syf.
·
Not rated
“Öyle işte. Hala biraz soğuk geliyor ama battıkça alışıyorum. Kendimi boşa aldım bayırdan aşağı koşuyorum. Düşüyorum gibi görünüyor olabilir ama bakma aslında uçuyorum. Söylediklerimin hepsini unut, sanki ben biliyorum da mı yaşıyorum Osman?” İnsan olmanın sancılarını yaşam boyu gideremezken bir de üzerine kadın olmanın serzenişleri sarsıyor
Bu Hikaye Senden Uzun Osman
Bu Hikaye Senden Uzun OsmanAylin Balboa · İletişim Yayıncılık · 20224,352 okunma
Reklam
Çok az soru "Mutluluk nedir?" kadar büyük bir varoluşsal aciliyet ve genel bir felsefi ilgi ihtiva eder. Öyle görünüyor ki bütün hayatımızı umutsuzca mutluluk arayışı içinde sürdürüyoruz; eğer mutluluk, Aristoteles'in iddia ettiği gibi hayatın tek nihai ereği değilse, nihai ereklerinden biridir. Mutluluktan yoksun bırakılmak birçoğumuzun gözünde, iyi bir hayattan, hatta yaşamak için iyi bir sebepten yoksun bırakılmaktır. İçinde mutluluk olmayan bir hayat, nadiren yaşamaya değer görünmektedir: mecbur kalındığı için katlanılacak, fakat arzu edilmeyen bir hayat.
İçinde, hiç uyanmadan kalmış, biraz kurcalanmış, fakat hiçbiri sonuna kadar işlenmemiş birçok yetenek olduğunu acı acı seziyordu. İçi yanarak anlıyordu ki onda gömülü kalmış iyi ve güzel bir şeyler vardı ; belki çoktan ölmüş ya da bir dağın derinliklerindeki altın gibi saklı kalmış olan bu hazine çoktan meydana çıkmış olmalıydı. Ama öyle derinlerde kalmış, üzerine öyle pislikler yığılmıştı ki... Sanki dünyanın ve hayatın ona verdiği nimetleri birisi çalmış ve yine kendi ruhunun derinliklerinde bir yere gömüp bırakmıştı. Sanki bir güç onu hayat meydanına atılmaktan, iradesini ve zekâsını alabildiğine açılıp harcanmaktan alıkoyuyordu. Sanki gizli bir düşman daha yola çıkarken onu ağır eliyle yakalamış, insanlığın doğru yolundan uzaklara fırlatmıştı... Düştüğü ıssız ve vahşi ormandan kurtulup da doğru yola çıkması imkânsız görünüyor ; çevresindeki ve gönlündeki orman gittikçe sıklaşıyor, karanlıklaşıyor ; dar geçitler kapandıkça kapanıyordu ; zekâsındaki uyanıklık gittikçe azalıyor ve artık içindeki sönmüş güçleri bir an için uyandırabiliyordu. Düşünme ve isteme gücü çoktan ve belki de umutsuz olarak felce uğramıştı.
Sayfa 115Kitabı okudu
Öyle görünüyor ki İslam aleminin bozulmaya, çözülmeye başlama sebeplerinden biri de küfrün tek millet halinde telakki edilmesi yolundaki hükmün giderek unutulmaya yüz tutmuş olmasıyla bağlantılıdır. Müslümanlar özellikle geçen yüzyılın ortalarından itibaren, İslam dışı dünyaya, Müslümanca görüşle değil, “hümanistçe” bir tutumla bakma çabasında oldular. Böylece İslam dışı dünya, İslam’ın emrettiği müsamaha ruhu çerçevesinde değil, fakat hümanistliğin telkin ettiği sözde müsamahalı tutumla görülmeye başlandı. Bu görüş tarzı, Allah’ın razı olduğundan razı olmamak gibi bir neticeye müncer oluyor.
Sayfa 37
Bu şiir beni yaraladı...
Yoldaşlar,ölürsem o günden önce yani, -öyle gibi de görünüyor- Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni ve de uyarına gelirse, tepemde bir de çınar olursa taş maş da istemez hani...
Sayfa 73 - Yky yayınları 52 baskıKitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 971 ile 980 arasındakiler gösteriliyor.