Dünya, ıssız yaslı bir ev gibi görünüyordu gözüme ve ben bağrımda bir acı duyuyordum.
Bana göre değildi bu dünya, bir avuç dilenci, yüzsüz, bilgiç, kabadayı, vicdansız, açgözlü içindi onlar için kurulmuştu bu dünya.
Gönlümde düğümlenen bir şeydi bu ızdırap, bu hüzünlü hal; kasırgadan az önceki hava'yı andırıyordu.
Hissettim ki benim düşüncelerimde dayanıksız bir avuç kor gibidir, kül olmuştu bir üflemeye bakar. Birbirine ters düşen öyle çok şey gördüm, bir biriyle çelişen öyle çok şey duydum ki! Artık hiçbir şeye inanmıyorum
Bazı kimselerin ölümle savaşı daha 20'sinde başlar, bir çokları yağ bitmiş lambalar gibi, sessiz yavaş ecelleriyle sönerler. Yalnız ölüm yalan söylemez..
Ölümün varlığı bütün vehim ve hayalleri yok eder.
Bizler ölümün çocuklarıyız, hayatın aldatmacalarından bizi o kurtarır.
Kimse göründüğü kadar dayanıklı değildir.
Sadece görünmeyen yangınlar,duyulmayan fırtınalar, gizlice çürüyen ruhlar vardır.
Nedir günler?
Nedir aylar?
Benim için önemi yok...