Eeee... Şimdi!?
Çok az kitap var bitince "Eee şimdi ne okuyacağım?" dediğim. Sıradaki kitap daha iyi olmalı ki o kitabın içinden çıkabileyim. K&K daha ilk günden gerçekle kurgu arasında kaldığım bir kitap oldu. Zihnimde dönüp durdu, rüyalarıma girdi. Bu sabah elime aldığımda 283 sayfa vardı bitmesine. Kitabın yazı puntosu dikkate
Kolaysa Ağlama
Annesinin zoruyla psikiyatriste giden Mert'ten bir gün psikolog Altan Bey, günlük tutmasını ister.
"Madem yazmayı seviyorsun, seni sıkan her şeyi kağıda dök. Tabii istersen, sonra üzerinde konuşuruz." (syf 8)
Mert ilk başlarda psikologun önerisine pek sıcak bakmaz, ama sonra yazdıkça fikrini değiştirecektir.
*Kitapla ilgili detay bilgi(karakter adı, bölüm detayı vs) içerir.
Bazı yazarların kitaplarına başlamadan önce kendimce ruhsal hazırlık yapıyorum, tam olarak odaklanamayacaksam başka bir kitap seçiyorum. Hasan Ali Toptaş öyle bir yazar benim için, okumaya hazırlık yaptığım. Türkçe'ye ve edebiyata olan hakimiyetiyle okunması ne kadar kolaysa,
Tıp tarihinde kadınların uğradığı ayrımcılıkları (?) anlatan feminist (!) bir kitap. Elbette 10 iddia varsa üçüne falan kaynak verilmiş. Kitabı gömmeye başlamadan önce şunu belirteyim, ben "Kadınlar ayrımcılığa uğramadı" demiyorum ama ayrımcılık iddiasının da bir sınırı vardır, ortaya bir şey koymalısın ki hem iddian ciddiye alınsın hem
Kendine iyi bak !!
bazen öyle üzgün, öyle kötü, öyle çıkmazda oluyorum ki.Mesela sabah olsun istemiyorum, gece hiç bitmesin istiyorum, karanlık felan korusun, sessizlik sarıp sarmalasın istiyorum ve onu karşımda buluyorum. her seferinde nasıl yapıyor bunu şaşkınlıkla izlesem de "çok sıktın ama, yeter. hadi bakalım kendine gel, bu da geçecek eminim" diyor. bunu bir başkası dese bu kadar inanmam ama o söyleyince ılık ılık huzur doluyor içime..
bazen öyle çekingen oluyorum ki. eskisi gibi gözü kara değilim. yeni bir iş ya da yeni bir yer beni tedirgin edebiliyor beni. tam vazgeçecek gibi olduğumda karşımda yine o var. arkama geçip sırtımdan itekliyor. "hadi, at bakalım ilk adımını, gerisi kolay gelir" diyor. başkası söylese "kolaysa sen at" derim ama o söyleyince bir adımı bırakın uçasım geliyor.
bazen öyle mutlu oluyorum ki. başkaları gibi havalara uçarak değil sakince oturarak yaşıyorum sevincimi,tekerlek kafalı biri gelirde mutluluğumu böler diye belki de kimbilir, coşkulu yaşayamıyorum hiçbir sevinçli günümü. Veee tabiki tahmin ettiğiniz gibi karşımda yine o. gel lan diyor, gel sarıl da sevinelim beraber. kollarımı doluyorum ve sen olmasan ben ne yapardım diyorum.
Peki o kim mi?!?! o, karşımdaki ben. insanın en iyi dostu kendisidir sözünü unutmama izin vermeyenler sayesinde sarıldığım ben. kendimi yüreklendiren, korkma diyen, yine başardın diye sarılan hep o. iyi bakın kendinize. gerçekten en iyi dostunuz sizsiniz yine size.