Kadın gibi olmak... . Yahu biz zaten kadınız. Öyle ama kadın olmak günümüzde nasıl görülüyor? Oysa kadın saadettir, zarefettir, şu dünyanın süsü ziynetidir, güzeldir, güzelleştirendir. Şu dünyada sevilen ve güzel olan her şey imtihandır. O yüzden kadın da fitne diye geçer hadiste. Kadın cazibesi ve güzelliği ile, erişilmez konumu ile imtihandır.
Küçücük Bir Kızın Başörtüsü ve Allâh Sevgisi :
Başörtüsü ile ilgili herkesin bir örtünüş hikâyesi ve daha sonrasında yaşadığı müsbet ya da menfî hadiseler vardır. Kızım, başını henüz birinci sınıfa giderken örtmüştü. Yedi-sekiz yaşlarındaydı. Fırfırlı, süslü, güzel ve küçük başörtüleri vardı. Büyük, küçük herkesin ifadesi ile, başörtüsü çok yakışıyordu ona. Bazı büyük hanımlar, “Böyle güzel
Reklam
Yeni doğmuş bebeğine daha bir damla sütünü vermeden, sorgusuz sualsiz, prospektüs okumadan; en büyük yan etkilerinden biri ağır geçirilen sarılık olan K-vit aşısını yaptırıp, sonra bebek yan etki yaşayıp sarılık olunca "sarı tülbentten" medet beklemek.. Allah bize bunları sormaz mı sanıyoruz? Daha annesinin kokusunu almadan,
Eskiden, İstanbul Yeni cami helası önünde rengarenk ibrikler içerisinde taharetlenmek için sular satılırmış. Emekli olan, yapacak işi kalmayan, evde hükmü ve sözü geçmeyen, artık önlerinde ceket düğmelenmeyen, toplum statüsü düşen amcalar; sıkışıp elleri ibriğe uzanan insanlara oturdukları yerden: -Sarıyı alma, maviyi al! Maviyi alan