Biliyor musun Sebastian, bazen Tanrıyı hiç anlamıyorum. - Tanrı mı efendim? Hangi Tanrı? - O ne demek öyle Sebastian? Kaç tane Tanrı var ki? - Bilmiyorum efendim. Sizce kaç tane var? - Elbette bir tane var Sebastian. O da bildiğimiz Tanrı. Hani şu adaleti sağlayan. - Adalet mi efendim? Hangi adalet? - Yeryüzündeki ve öteki dünyadaki adalet elbette
Sizce de öyle mi?
Aşk bir mazeret bulup elbet bir gün tükeniyor . Ama anlayış ve karşılıklı saygının çözemeyeceği şey yok..
Reklam
“Hayatta hiç bir şey birbirimiz kadar önemli değil.Bazen unutsak da her dakika ne kadar mühim biliyor musunuz? Değerini bilmediğimiz, daha da huzurla daha da güzelleştirebileceğimiz yaşamımız kadar önemli değil küçük ayrıntılar. Sizce de öyle olduğunu biliyorum ama bunu her zaman hatırlamak çok önemli. Zamanı durduramayız aynı kalsın diye, ama bazı şeylerin değerini daha iyi anlamak bizim elimizde değil mi?”
"Kafalarımızın içindeki o inatçı küçük ses bize neden bu kadar eziyet ediyor?" dedi masanın etrafına göz gezdirerek. "Bize hayatta olduğumuzu, ölümlülüğümüzü, ruhlarımızı hatırlattığı için olabilir mi acaba çünkü bunlara teslim olmaktan ölesiye korkarız ama yine de kendimizi hiç olmadık ölçüde sefil hissetmekten kurtulamayız. Fakat çoğu zaman bizi benliğimizin farkına en çok vardıran da yine acı değil midir? Çocukken tüm dünyadan ayrı bir birey olduğunu anlamak, dilini yaktığında, dizini yardığında senden başka hiç kimsenin ve hiçbir şeyin canının yanmayacağını, her bireyin sızısının ve acısının tamamen kendisine ait olduğunu öğrenmek korkunç bir şeydir. Büyüdükçe ne kadar yakınımız olursa olsun hiç kimsenin bizi gerçek anlamda anlayamayacağını öğrenmekse daha da korkunçtur. Bizi en mutsuz eden bizzat kendi benliklerimizdir ve işte tam da bu yüzden benliklerimizi yitirmek için yanıp tutuşuruz, sizce de öyle değil mi?
Sayfa 51 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
O günlerden biri :)
"Güneşli bir sabah olduğu için çok mutluyum. Ama yağmurlu sabahları da severim. Her türlü sabah ilginç olur, sizce de öyle değil mi? Gün boyunca neler olacağını bilemezsiniz ve hayal edebilecek çok şey vardır."
Meseleye nereden baktığımız önemli!
Yani eğer Allah içimizden birine gerçek bir ihtiyaç sahibi denk getirmişse, bu külfet değil lütuftur, nimettir. Vermek istemeseydi istemek vermezdi, denilir ya o büyük sözde. Aynı onun gibi. Allah karşımıza bir ihtiyaç sahibi çıkararak belki de bizi ona yapacağımız hasenatlarla affetmeyi murat ediyordur. Nereden bilebiliriz ki? Hadiseye keşke hep bu açıdan bakabilsek. Dünya ne güzel bir yer olurdu. Sizce de öyle değil mi?
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.