Ve bobiverse'in sonu! En azından asıl olayların. Others adlı parazitvari bir tehlikenin karşısında zayıf düşen bob klanı aynı anda kendi duygusal açlıklarını doyurmaya çalışıyor. Yenilecek miyiz yoksa yenecek miyiz? Ve insanlığa sürekli böyle hizmet mi edeceğiz?
Tatlı bir sondu. Üçleme şeklinde gitmiş sonraki kitabı bundan ayrı sanırım ve öyle olması iyi olmuş. Çünkü biraz daha uzasa sıkabilirdi tam tadında bitirmiş.
All These WorldsDennis E. Taylor · Ethan Ellenberg Literary Agency · 20171 okunma
Merhaba 1K okurları!
"Çünkü kitaplar yeni kitaplara götürür."
İsmet Özel'in çok sevdiğim sözünden bir cümle sadece. Ama haklılık payı o kadar yüksek ki.
Mâverâ'nın alıntılarından okuma listeme aldığım ve bana katkısı olan bir kitap.
Her okuduğumuz kitaptan izler taşırız. Varsın o kitapta geçen isimleri unutalım, olayları
"Merhaba felaket arkadaşlarım!"
Evet, kitap sizi bu cümleyle karşılıyor ve okuma boyunca derin sorgulamalar yapacağınız pek çok düşünceye davet ediyor.
İddia ediyorum okurken kendinizi çokça eleştireceksiniz. Tabii cesaretiniz varsa!
Üzerine düşünüp kafa yormadan, altını çizmeden geçtiğim bir sayfa olmadı diyebilirim. Ödev, Emre
Saçlarıma şekil verdirmek için Etiler’de bulunan Stüdyo Ulus’a gidiyorum. Kuaförüm Ersin Koç, saçlarımı tararken bana "Mezin, yan koltukta oturan bayan Şair Ümit Yaşar Oğuzcan’ın eşi" diyor.
MEZİN DEDEYİ
Bunu duyar duymaz, bir hamle yapıp şairin çok sevdiğim ‘Dağ Rüzgârı’ şiirini okumaya başlıyorum. ‘Kaderde senden ayrı düşmek de
Her zaman söylediğim gibi, herşeyin bir zamanı var kitapların da tabiki... Bazı kitaplar siz hazır olduğunuzda ya da cevaplar ararken çıkıyor karşınıza, ya da böyle kitaba başlıyorsunuz ama bir türlü akmıyor kitap gitmiyor yani sonra birşey oluyor bir yer geliyor pat diye sorulanızın cevapları çıkıveriyor karşınıza bu sıkıldığınız bıraksam mi acaba dediğiniz kitap da..
yine, kendini arayan bir adamın hikayesini anlatıyor kitabımız, ne çok arıyoruz kendimizi, anlamlandırmaya, anlamaya çalışıyoruz. Belki de yazarın dediği gibi aramaya o kadar odaklanmışız ki, aramaktan kendimizi bulmaya fırsat kalmıyor belki de...
Hayatın tam bir kısır döngü olduğunu, bir çember içinde tıpkı kendi kuyruğunu yakalamaya çalışan bir hayvan gibi dönüp durduğumuzu düşündüğüm bir zamanda, kendini arayan Siddhartha ile kesişti yollarımız yine pek sevdiğim 1K ailesi sayesinde. Aslında bir çok açıdan bilge bir aile içinde doğan, her açıdan desteklenen kendi inançlari doğrultusunda ona her türlü imkan verilen biri olan Siddhartha, kendi yolunu seçerek kendi yanlışlarini doğrularını yaşamayi seçti pek çoğumuz gibi... Bizler de kendi yolumuzu seçmiyor muyuz bu hayatta tercihlerimiz, günahlarımız, hayallerimiz, hayal kırıklıklarımiz...
Her yol kendine has, her hayat kendine özel, her yolculuk kendine münhasır...
Bir gün Siddhartha gibiNirvana ya ulaşabilir miyiz bilmiyorum ama ulaşacaksak bile bu kendi kendimize yaşayarak, kanayarak, acıyarak, iyileşerek olacak...
Bazı yaralar da öyle kolay çiçeklenmiyor ama...
Sonuç olarak benim naçizane tavsiyem gönül rahatlığıyla okuyunuz okutturunuz efendim...
SiddharthaHermann Hesse · Can Yayınları · 202037,8bin okunma
Merhaba 1K okurları!
Kaçış, firar, kendinden sıyrılmak..
Adı ne olursa olsun, bazen yok olmak, bazen kaybolmak, hatta şöyle kendi varlığından arınıp, yeniden doğmak istersin. Yaşadıkların yük olur, hayatın çıkmaz sokaklarında kendine yeni yollar üretirsin. Ve bir gün alır bir kaç parça özel eşyanı yalnızlığın yolunu tutarsın. Ama bazı yollar da
"Fabrika dumanlarında resmin/ Kirli ve temiz haritaları doldurmuşsun..." diyor ya şair Leyla'ya... İşte öyle... Bizim göğümüz kararmış, karanlıkların ardından seyrediyoruz ne yazık ki onu... Leyla yine de şehre bir örtü gibi... Leyla yine aynı Leyla... O kirler bize ait... Bizler değil miyiz onu terk edip yeni aşkların peşine yelken açan...
Merhaba 1K okurları!
Bazı kitaplar vardır, başladığın andan son sayfasına kadar birbirinden güzel duygulara bürünerek, halden-hale düşerek okursun. Karmakarışık olursun. Aşkın, nefretin, hayranlığın, kızgınlığın, kısacası bütün duyguların biranda hücuma geçer zihnine doğru. Gözlerinde beliren damlalar saniyeleri geçirmeden kanının donmasıyla
Gerçekten, sadece hayatta kalmak veya malları daha fazla biriktirmek için sürekli olarak çalışmak için mi bu âlemdeyiz? Gerçekten öyle miyiz? Amacına ulaşmış olan birçok kişi, aslında hiçbir şeyin değişmemiş olduğunu görüyor. Hep hayalini kurdukları unvana sahip olmuş olabilirler -CEO veya her neyse- ve başkalarının uğruna öleceği kadar kabarık banka hesapları olabilir; ama bunun keyfi nerede? Duygusal uyum nerede? Huzur nerede? Hayallerini izlediler, hatta başardılar ve hâlâ farklı bir şey hissetmiyorlar.