Söyleme Bilmesinler Şermin Yaşar
“Nasıl anlatsam, havada gibiydim hep. Bastığım bir toprak, tutunduğum bir dal, yaslandığım bir duvar yoktu. Anneme yaslanmaya çalışıyordum babama değil, inadına anneme yaslanmaya çalışıyordum. Ona tutunamayınca hiçbir yere sığamıyordum. Yersiz Yurtsuz yaşadım ömrüm boyunca. Kendim tutunamayınca kimsenin bana tutunmasına da izin vermedim. … Öksüzlüğümü öğrenince ayaklarım yere bastı. Tam tersi olması beklenir belki; ama öyle olmadı. Her şey yerli yerine oturdu. Bir anda kendi evime kendi hayatıma kök saldım sanki.” sayf. 199
Nietzsche Ağladığında bunla kapışır...
Spoiler yok sanırım..? Şu ana kadar okuduğum en harika kitap olabilir bu. Psikolojiye hep ilgim olduğunu söyler dururdum, ama bir kitabı açıp (en azından bu derinlikte olanı) okumak zor gelirdi, sanki yüzleşmekten korkuyordum. Bu kitap çok hayatın içinden, Yalom alanında iyi ve iyi olduğunu kanıtlayan en büyük şey de kitapları olabilir. Psikoloji
Reklam
128 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
(Spoiler) Kardeşimin dolabındaki kitapları karıştırırken elime geçip, benim ismimle içerisine not yazılıp imzalanan bir kitap olduğu gerçeğini öğrenmemle başladı Öteki ile karşılaşmamız. Yakın arkadaşlarının ablasına ait olduğunu kitabın ortasında farkettim. Hiç tanışmamış olmamıza rağmen; uzun zamandır bana ait olan parçayı bulamadığım, bu yüzden de bıraktığım onlarca kitabın aksine, tam da ihtiyacım olduğu an bana ulaşması için imzalamıştı sanki Başak kitabını. Bazen duygularımı ifade edemediğim ne hissettiğimi bile bilemediğim dönemler oluyor ve bu durumlarda mutlaka bir şiir veyahut bir kitap okuma gereksinimi duyuyorum. İçimde dolup beni boğan, düşüncelerimi donduran ne varsa kolaylıkla kelimelere dökülmüş şekilde önüme sunulduğunu gördüğümde yaşadığım minnettarlık ve rahatlama paha biçilemez. Belki çok farklıyız ama duygularımız hepimizin ortak dili. Tek ihtiyacımız olan şey anlaşılabilmek ve kitabında da bahsettiği gibi birbirini anlamanın yolunu çok iyi öğrenmiş Başak. Mutluyken de üzgünken de sarmalanmak için koştuğumuz nadir insanlar olur ya, okudukça öyle huzurla doldu içim. Yüreğine sağlık, bir gün yollarımızın kesişmesi dileğiyle..
Öteki
ÖtekiBaşak Uzunömeroğlu · Dağhan Külegeç Yayınları · 201933 okunma
Bana boyle uygun gorulen, gem vurulmaz ozlem ile yasayabilmek...
Utkumda kaliyor onunla anilastirdiğim her sıradan an. oyle uzak hissediliyor ki sensiz dun, oyle ulasilmaz ki senli yarinlar.... Bogazda dugumleniyor gozlerimin sensiz kalinca doldugu anlar, cok sevdigin sokak kedileri gibi savruluyorum tozlu kalmis duvar diplerinde... yazamiyorum sensiz kaldikca mutlu zamanlari, tadamiyorum sen yokken limonlu dondurmanin eksiligini... Unuttugumu hatirlayamiyorum, sensizlikte ne yapardim ben, bir hicmisim sen karsima cikmadan once. Hayat kendi mecburiyetinde akarken bir an oluyor, kafamin icinde ani bir duraksama yasiyorum, yuzume sevimli ama dısaridan gorundugunce aptal bir gulumseme geliyor,seni hatirliyorum :) gunun dokuzu,biri,besi,yedisi... Derin bir offf cekiyorsun, bazen asikar bazense icten... sanki nefes alabilmek icin kokun gerekiyormus gibi hissediyorum. İcim titriyor, ellerim terliyor, yuzumu ates basiyor. Vallahi ben hayatimda o andan baska bagira bagira "keske, keske" diye ic gecirmedim gelmis-gecmis safsata ozlemlerimde. Kokunu icime cekememisligimin, ipegin kiskandigi saclarina dokunamamisligimin, cakir gozlerinde kaybolamamisligimin kalemi kirilmis hukmunu tasiyorum kalbimde...Burnumun diregi aciyor ozleminden, kaliyorum oyle. Caresizligimin bir baska kelimeyle dile getirilisi aslinda bu...fotografina bakarsin, arar konusursun ama sonra... ya kokusu dersin. Bugun ise; senli dunler bogazimda bir bicak kesisi...bugun hiclikle sana olan ozlemim arasinda kalp agrisina muptela edilmisim... youtube.com/watch?v=x7tFD0H...
Gözleri daldı. "Su kenarında bir evin hayalini kurardık bazı akşamlar. Denizi çok severdi Uğur. Denize uzanmış bir kayanın üzerinde bir ev hayal ederdi. Dünyadan uzak. Nihayet ikimize ait bir ev. Kapısını çalınca benim açacağım, Uğur'un gecenin bir saati beni bırakıp gitmeyeceği, yanımda uyuyacağı bir ev. Penceresiz bir odacığa razıydım ama severdim o uzak hayali dinlemeyi ondan. Ağzı da laf yapardı, bilirsin. Uzun uzun anlatırdı. Bildigi, gördüğü bir yeri anlatır gibi anlatırdı...", durdu, "sanki o kadın ben değilim, eskiye öyle uzağım artık. Üzerine kaç kışın karı yağdı, kaç sonbaharın yaprağı döküldü. Sular aktı, taşlar yuvarlandı, çukurlar doldu, tümsekler eridi... Masalmış meğer, fazla inanmışım ona, nereden bilebilirdim..."
Mezara doğru yürürken, rüzgar pelerinini hafifçe omuzlarından aldı ve yere düşürdü. Umursamadan, sevdiğini gömdüğü toprak üzerinde büyüyen o garip ağaçtan gözlerini ayırmadan mezara doğru yürümeye devam etti. Ağacın yanına geldiğinde hasretle elini kaldırdı, dokunmak istedi lakin ellerindeki kanı, lekeleri fark etti ve dokunmaktan hayâ etti.
Reklam
O benim için ilahi biri. Onun yanında tüm hırslarımdan arınıyorum. Onun yanındayken bana neler oluyor hiç bilmiyorum, sanki bütün sinirlerim ruhumu alt üst ediyor. - Bir meleğin yeteneğiyle piyanoda çaldığı öyle sade, öyle içli bir melodisi var ki! Bu onun çok sevdiği şarkı, daha ilk notasını çalar çalmaz, beni tüm acılardan, kargaşalardan ve huzursuzluklardan uzaklaştırıyor.
ölümüne savunduğum özgürlüğümle varlıkların ve gerçeğin bütün anlamlarını, bütün yüzlerini görmek isterdim… Kendilerinden tiksinen insanların o sıkıcı gölgesi vurunca günlerime artık uzaklara gitme vaktinin geldiğini anlardım… O sıkıcı gölgeyi çocukluğumdan bilirdim. Çünkü bütün vaatleri anlamsızlaştırmaya başlardı o sıkıcı gölge. Zaten hep aynı
Öyle çabuk geçiyor ki günler, Hele sen de bir bak hayatına, Yarın bitecek sanki her şey, Yarın ölecek gibiyiz.
Özdemir Asaf
Özdemir Asaf
Kapımı çalıp durma ölüm, Açmam; Ben ölecek adam değilim. Alıştım bir kere gökyüzüne; Bunca yıllık yoldaşımdır bulutlar. Sıkılırım, Kuşlar cıvıldamasa dallarında,
Reklam
Connie'ye döndü. Connie, yırtıcı, parlak, keskin bir anlam gördü gözlerinde, sevgi değildi bu. Karşı koyma gücü çözülmüştü. Üzerine garip bir ağırlık çökmüştü. Boyun eğecekti. Başka çıkar yol yoktu. Geçilmesi güç, dikenli ağaçların arasından dalarak, küçük bir açıklığın, ince kuru dallardan bir yığının bulunduğu bir yere geldiler. Adam
Sayfa 107
Hiç dile gelmeyen, kendi içlerine gizlenmiş öyle bir aşk... Birinden biri aşkını ilan etse öteki bir daha suratına bakamayacaktı sanki.
Öyle küçük ve önemsiz olan şeylerde teselli buldu ki, sanki dürüst bir insan için bu ıstırap dünyasında mutlu yakalanmak en aşağılık suçmuş gibi, bu rahatlığı elinin tersiyle itip küçültmek geçti içinden
560 syf.
7/10 puan verdi
incelememde konudan ara sıra kopabilirim, arada belki bolca kızabilirim yazara. Ama sırayla gitmeye çalısacağım. Öncelikle bu seride bolca savaş ve olay odaklı olacağını bilerek okumanız gerekiyor. olaylar efsaneler kitabın temposunun hiç düşmememsini sağlıyor. İkinci kitabın sonunda Nezha'nın Rin'e yaptığı ihanetten sonra Kitay ile
Yanan Tanrı
Yanan TanrıR.F. Kuang · İthaki Yayınları · 2022310 okunma
İçimde söylemek istediğim çok şey var sanki. Çok büyük şeyler. Bunları ifade etmenin yolunu bulamıyorum. Bazen bana öyle geliyor ki bütün dünya, bütün hayat, her şey içimde duruyor ve sözcüsü olmam için feryat ediyor. Hissediyorum… ama anlatamıyorum…
Resim