Selammm Millet
Bugün sizlere kalemini sevdiğim bir yazarın kitabıyla geldim. Daha önce şiir kitabini okuduğum için kaleminin ağırlığına, derinliğine aşinayım. Amma velakin bu beni bile zorladi siz düşünün. Açıkçası taslak halinde okuduğum iki öyküyü kitapta okumak yine bana iyi hissettirdi, ama fazlasıyla zorladı diyebilirim. İçerisinde toplam on bir kısa öykü barındırıyor. Ama bu öyküler öyle ki bir olay çerçevesinde geçmiyor belki de okuyucuyu ( yani beni ) yoran bu oldu. Şöyle ki bazen farklı kişilerin ağzından işlenirken bazen nesneler yön veriyor öykülere. İçlerinde en açık anlaşılan öykü bana göre " beyaz kapı" ydı. Öykülerin her birinde farklı temalara değiniliyor ama bana hissettirdiği duygulara gelecek olursam; yalnızlık, aldatılmışlık, terk edilmiş ve eksiklik hissiyati daha aktif rol oynadı diyebilirim. Ciddi anlamda kaleminin ağır olduğunu ve çoğu okuyanın anlamakta zorlanacağını düşündüğüm bir eser. Sanki şey olur ya; kimi yazarlar yazdıkları satırlara kendi özellerinden parçalar serpistirir ve bunu okuyucu anlamaz ama burada var birşey der ya öyle bir kitaptı benim için. Yok arkadaş ben bu yazarı da kalemini de çözerim, inatçıyım zor kitapları severim diyorsanız bir göz atın derim. Şimdiden Hepinize Keyifli Okumalar Dilerim.