Gözlerindeki kederi öperim
Alın kırışığında kanat çırpan sevgiyi
Öyle yıkık durma ne olur
Akşama düşen gün gibi.
O büyük sırrını öperim
Bir hazine gibi üstüne titrediğin
İçindeki güneşini duygularının
Geceye düşen o çiy tanelerini…
Sesini öperim çocuk
Yüreğinin, kirpiklerinden sızan
O dilsiz ince türküsünü
Öyle mahzun durma ne olur.
Gülüşünün aylasıyla büyülü
O derin göllerini gamzelerinin
İçinde ömrümün yudum yudum yunduğu
O en temiz yerlerini öperim.
Seni bana getirdikçe güzel
Götürdükçe nasıl da acımasız ve soğuk
Adımlarını öperim çocuk
Öyle uzak durma ne olur.
Gözlerindeki kederi öperim
Alın kırışığında kanat çırpan sevgiyi
Öyle yıkık durma ne olur
Akşama düşen gün gibi.
O büyük sırrını öperim
Bir hazine gibi üstüne titrediğin
İçindeki güneşini duygularının
Geceye düşen o çiy tanelerini…
Sesini öperim çocuk
Yüreğinin, kirpiklerinden sızan
O dilsiz ince türküsünü
Öyle mahzun durma ne olur.
Gülüşünün aylasıyla büyülü
O derin göllerini gamzelerinin
İçinde ömrümün yudum yudum yunduğu
O en temiz yerlerini öperim.
Seni bana getirdikçe güzel
Götürdükçe nasıl da acımasız ve soğuk
Adımlarını öperim çocuk
Öyle uzak durma ne olur.
‘Gözlerindeki kederi öperim
Alın kırışığında kanat çırpan sevgiyi
Öyle yıkık durma ne olur
Akşama düşen gün gibi.
Sesini öperim çocuk
Yüreğinin, kirpiklerinden sızan
O dilsiz ince türküsünü
Öyle mahzun durma ne olur.’