Türklerin, Kürtlerin, Süryanilerin, Arapların komşu yaşadıkları; taş evlerin dostluklarını gösterircesine sokakları kuşattığı bu yer, beni öylesine etkilemişti ki... Bu coğrafyada din, dil, ırk farklılıklarının devlet sınırlarını da beraberinde getirmediği, vatanın yer yüzü, milletin insan soyu olduğu bir dünyanın tadına vardım. Süryani şarabından da içtim Kürtlerle halay da çektim. Beni en çok etkileyen ise çocuklar oldu. Onların arasında dil ayrımı bile yoktu. Tanık olduğum konuşmada biri diğerine Türkçe "Fıratlarla top oyna yalım mı?" diye soruyor, tam anlayamadığım Kürtçe ya da Süryanice bir cevap geliyor karşıdan ve hiç duraksamadan devam ediyor: "Tamam, ben seni çağırırım. Evet, benim de yüzümde sıcak bir tebessüm belirmişti bir anda. Farklı dillerle konuşup herkesten iyi anlaşıyorlardı. 7-8 yaşlarındaydılar ve büyüklerin onlar için yaptıkları planlardan habersiz, belki de farklılıklarının farkına varmadan o kadar mutlular ki birlikte olmaktan. Kürt, Süryani, Arap, Türk kısacası her çocuk onlar için iyi bir oyun arkadaşı sadece.
Pegem/2021