Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Türlerin Kökeni
Bu, ilerde göreceğimiz gibi, sınırlı bir anlamda doğrudur; ama, örneğin, ağaç kabuklarının altındaki böcekleri çekip çıkarmak için öylesine güzel uyarlanmış ayakları, kuyruğu, gagası ve diliyle bir ağaçkakanın yapısını yalnız dış koşullara yormak, akla aykırıdır. Besinini belirli ağaçlardan emerek sağlayan, belirli kuşlarla taşınmaları gereken tohumları ayrı eşeyli (sex) ve çiçektozunun birinden öbürüne konması için ille belirli böceklerin aracılığını gerektiren çiçekleri olan [yarı -ç.] asalak ökseotunun yapısını, farklı organik varlıklarla olan ilişkileriyle birlikte, dış koşulların etkileriyle, ya da alışkanlıkla, ya da bitkinin kendi isteğiyle açıklamak da, aynı ölçüde akla aykırıdır.
·
Puan vermedi
“Yabancı” kitabı üzerine birtakım düşünceler
Yazgınız sadece sizi etkiler, toplumsal bir sorun olmadığı sürece. Ya da ‘’siz’’ in kim olduğunuza bağlı. Eğer bir papazsanız tanımladığınız yazgı kavramı birçok kişinin yazgısını değiştirebilir. Ama eğer bir doktorsanız yaşadığınız kentteki papazın açıkladığı ’’yazgı’’ sizin yazgı kavramınızın önüne geçer ,ta ki tüm şehrin yazgısı sizin elinizde
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2019112,2bin okunma
Reklam
Daha önce, İngiliz hükümetini Hitler’in ölümü hakkında en güvendiği adamlardan birine araştırma yaptırdığını belirtmiş, bu kişinin Profesör Trevor Roper olduğuna da işaret etmiştik. İkinci Dünya Savaşı biter bitmez, müttefikler arasında görüş ve davranış farkları belirmişti. Sovyetler, kendi ellerine geçen her şeyi olağanüstü bir gizliliğe tâbi
Hindistanlı Olmayan Memurlar
Şayet Kraliyet Hindistan'da ipleri eline aldığında dış dengeler daha müsait olsaydı, Kraliçe idaresini sağlamlaştırmak için daha esaslı adımlar atabilirdi. 1858 tarihli meşhur beyannamesinde şu ifadelere yer vermişti: "Irkı ve inancı fark etmeksizin tebaamızdan herkes özgürce ve tarafsız bir şekilde hizmetimize kabul edilecektir. Hizmete
“ Zihni uyanık olduğu her an doluydu. Her şeye içinden bir akan, her şeyin de bir resmi vardı. Bu çokluk onu memnun ediyor, yalnızlığı hemen hiç duymuyordu. Öylesine bir yokuşu tırmanır ve sağa sola bakınırken, aşağıya iner bir parktan geçerken, bir ağacın altında biraz soluklanıp dinlenirken, başını kaldırıp daha uzağa, karşı kıyılara bakarken hiçbirinde yalnız değildi. Kelimeler, cümleler, tasvir ve hikâyeler, bunların içinde kendisi, üst üste eklenen rulo halini alan görüntüler hep bunların kalabalığı ile çevriliydi. Sadece bazı çok tehlike ya da içine dehşet olarak düşen mutsuzluk anlarında bütün kalabalığjn içinden çekildiğini ve park resmi, yokuş resmi, sokak resmi, gibi bir şeyin içinde bir başına durduğunu anlıyordu. O vakit anladığı ve gördüğü teklikte de bir özdeşleşme olmadığından dehşeti de tehlikeyi de sanki dışında duyuyordu. Öyle zamanlar kendi ile içli dışlı olduğu, kendini bir arkadaş çevresi gibi sardığı zamanlardan farklı olarak tüm zamandan, zeminden hatta uzaydan ayrı ama ağrı ve acıdan da ayrı, mutsuzluk ve kederden de ayrı bir boşlukta sanki semada kendince salınan bir cisim gibi duyuyor ama bu hali pek uzun sürmüyordu. Tekrar yerine gelirken arkasından iplik iplik uzanan kopmayan bir zaman ve gördüklerinin uzayıp sünen, geldikleri yere uymayan haline şaşırıyordu. Tek bir karenin içinde zamanlar parçacıklar halindeydi ve taşınmaya kalktıklarında geldikleri yere uymuyorlardı. “
Türk Edebiyatında, Akif kadar, hayatı şiire ve şiiri hayata sokmuş şair yoktur. Yalnız, bu hayat, merkez olarak alınmamış, o çağdaki Türkiye şartları içinde ve belli bir ışık altında müşahede edilmiştir. Yani hayat, kendi başına bir gerçek olarak alınıp metafizik kürenin dikenli noktalarına dokunmadan tut da, realitenin içindeki eriyişe kadar
Reklam
AŞK MAVİSİNE
Aşk Mavisine 💙 Şimdi sen hani orada şu an yalnız başınasın ya sevgilim. Yanında olmaya çalısan her bir insana rağmen yalnız başınasın bilirim. Bilirim ki aşk mavisi gözlerin kaygıyla bakar şimdiler de hayata. Hep düşüncelidir mimiklerin, kimsesiz kalmış gibidir. Bil ki sebebi bensizlik aşk mavim. Sende bilirsin bir tek benim yanımda huzura
224 syf.
8/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın, gezip gördüğü Ankara, Erzurum, Konya, Bursa ve İstanbul şehirlerini hem tarihi bir bakış açısıyla hem de edebi bir üslupla anlattığı eseridir. İncelenen beş şehri de tarihi, kültürel, ekonomik ve mimari açılardan derinlemesine incelemiş Tanpınar. Şehirler hakkında yaptığı sosyolojik tespitleri oldukça ilgi çekici. Bu 5
Beş Şehir
Beş ŞehirAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 201911,5bin okunma
391 öğeden 241 ile 250 arasındakiler gösteriliyor.