Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
_Marki de Sade, kendisinden başka benzeri olmayan biridir. Hayatından ibaret bu acı deneyin en belirgin çizgisi, başkalarıyla arasında hiçbir bağ kurmamış olmasıdır. Sade, doğuştan hükümlü olduğu yalnızlığına öyle keskin, öyle aşırı erotik oyunlar doldurmuştur ki, suç ortakları bile ona karşı olmuşlardır. Kendine karşı bölünmüştü ve herkese
VİCTOR HUGO'NUN SÖYLEVİ
Victor Hugo
Victor Hugo
Voltaire
Voltaire
Kandid ya da İyimserlik
Kandid ya da İyimserlik
ViCTOR HUGO'NUN SÖYLEVİ Yüz yıl önce bugün bir insan ölüyordu. Ölümsüz olarak ölüyordu. Sırtında yılları, eserleri, sorumlulukların en önlüsünü ve en korkuncunu, yani insan vicdanını uyarıp düzeltmiş olmanın sorumluluğunu yüklenmiş olarak gidiyordu. Lânetlenmiş ve kutsanmış, geçmişce lânetlenmiş, gelecekce kutsanmış
Reklam
Hindistanlı Olmayan Memurlar
Şayet Kraliyet Hindistan'da ipleri eline aldığında dış dengeler daha müsait olsaydı, Kraliçe idaresini sağlamlaştırmak için daha esaslı adımlar atabilirdi. 1858 tarihli meşhur beyannamesinde şu ifadelere yer vermişti: "Irkı ve inancı fark etmeksizin tebaamızdan herkes özgürce ve tarafsız bir şekilde hizmetimize kabul edilecektir. Hizmete
“ Zihni uyanık olduğu her an doluydu. Her şeye içinden bir akan, her şeyin de bir resmi vardı. Bu çokluk onu memnun ediyor, yalnızlığı hemen hiç duymuyordu. Öylesine bir yokuşu tırmanır ve sağa sola bakınırken, aşağıya iner bir parktan geçerken, bir ağacın altında biraz soluklanıp dinlenirken, başını kaldırıp daha uzağa, karşı kıyılara bakarken hiçbirinde yalnız değildi. Kelimeler, cümleler, tasvir ve hikâyeler, bunların içinde kendisi, üst üste eklenen rulo halini alan görüntüler hep bunların kalabalığı ile çevriliydi. Sadece bazı çok tehlike ya da içine dehşet olarak düşen mutsuzluk anlarında bütün kalabalığjn içinden çekildiğini ve park resmi, yokuş resmi, sokak resmi, gibi bir şeyin içinde bir başına durduğunu anlıyordu. O vakit anladığı ve gördüğü teklikte de bir özdeşleşme olmadığından dehşeti de tehlikeyi de sanki dışında duyuyordu. Öyle zamanlar kendi ile içli dışlı olduğu, kendini bir arkadaş çevresi gibi sardığı zamanlardan farklı olarak tüm zamandan, zeminden hatta uzaydan ayrı ama ağrı ve acıdan da ayrı, mutsuzluk ve kederden de ayrı bir boşlukta sanki semada kendince salınan bir cisim gibi duyuyor ama bu hali pek uzun sürmüyordu. Tekrar yerine gelirken arkasından iplik iplik uzanan kopmayan bir zaman ve gördüklerinin uzayıp sünen, geldikleri yere uymayan haline şaşırıyordu. Tek bir karenin içinde zamanlar parçacıklar halindeydi ve taşınmaya kalktıklarında geldikleri yere uymuyorlardı. “
387 öğeden 251 ile 260 arasındakiler gösteriliyor.