Balıkçıların birbiri ardına oltalarını çekmeye başlamalarını, iğnelerden hızlı hareketlerle çıkardıkları balıkları kovalarına attıktan sonra akından biraz daha yararlanabilmek için kamışlarını hırsla ileri doğru savurmalarını izlerken içim bir tuhaf oluyordu. Onlar gibi olmak istediğimi anlıyordum. Bu garip bir istekti: Tek tek baktığımda onlardan biri gibi olmak istemiyordum. Toptan, bir bütün olarak onlar gibi biri olabilmek... Eskiden yalnız başıma dolaştığımda, herkesten farklı olduğuma inandırmaya çalışırdım kendimi. Onlardan biri olma düşüncesi bile moralimi bozmaya yeterdi. Fakat şimdi bunun tam tersini hissediyordum. Balık tutanların yanındaki bankta, oyuna alınmayan küskün bir çocuk gibi oturmuş onları izliyordum. İçimden geçen, hiçbir şey düşünmeyeceğim bir âna kavuşmaktı belki de. Oltanın ucundaki kıpırdanmalara kulak kesilmiş, yoğunlaşmak için zihnini tamamen boşaltmış biri olabilmek...
Sayfa 196 - II. Bölüm Âlemlerin Sürekliliği - Uzun YürüyüşKitabı okudu
Sürüden bir biçimde dışlanmış olmak ilk başta ürkütücüdür. Zannediyorum düşünmek dene eylem için en besleyici yuva, gerçek bir yapayalnızlık deneyimi ile başlıyor. Terk edilmek, itilmek, atılmak... Bu deneyim önemli bir farkındalık veriyor insana. Ailen ile sarılmışken  de yalnızsın, sevgilinle öpüşürken de. Canını vereceğin on arkadaşınla el eleyken, stadyumdayken ve bebeğini emzirirken... İşte yapayalnızlık öyle sert ve soğuk ki bu inkâr ile geçen koca bir ömürden sonra karşınıza geç bir yaşta çıktığında sarsıntıya uğrayabilirsiniz. Belkide en iyisi çocukken oyuna alınmayan olmak. Daha sonra alınsanız da ışıktan yanmış gözleriniz karanlığa alışamıyor.
Reklam
Belki de en iyisi çocukken oyuna alınmayan olmak. Daha sonra alınsanız da ışıktan yanmış gözleriniz karanlığa alışamıyor.
Sayfa 7 - Az
240 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Ağlama ve Gülmenin İyileştiriciliği
Şimdiye kadar okuduğum en iyi ebeveyn-çocuk kitabı diyebilirim. Biraz uzunca kendime özet çıkardım. Okumak isteyen buyursun. Kitapla ilgili aldığım notlar: Ağlama psikolojik birikmişliğin boşaltılmasıdır. Aslında gün içinde yeterince duygusunu boşaltıp ağlayamayan çocuk ufak bahanelerle ağlamaya başlayabilir. Asıl ağlama sebebi muhtemelen o
Çocuğunuza Kulak Verin
Çocuğunuza Kulak VerinAletha J. Solter · Doğan Kitap · 2020492 okunma
192 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Oyuna alınmayan olmak...
Objesi insan olan yazılı sanat diye tanımlayalım mı romanı? "Hayvan Çiftliği" olsa da insan hakkında, "Hayvan Mezarlığı" olsa da. Ne var ki içinde insan olduğu halde, insan psikolojisi bulunmyan hikayeleri okuduk bolca. Okuyoruz da... Bu canlı, rasyonel ve yekpare değil oysa ki. İçinde insan psikolojisi olan her şeyde ikiyüzlülük, hinlik, hainlik, hiddet, şehvet ve nefret ararım. Buldum. Ve ben romanda fert-vicdan, fert-fert ve fert-cemiyet çatışmasına bakarım. Gördüm. Sevgili dostum Arzu Saçlı, eğitiminin verdiği kavrayış ve insanlar ile çalışmanın verdiği deneyim ile objesi insan olan bir "HİÇ KİMSE" yazdı. Okudum. Herkes ve hiç kimse hakkındaydı. Hayata 5-0 yenik başlamışlara ithaf edilmişcesine çocuk kalbine ve hüzne dokunmuştu. Cemiyete, ferde, vicdana dokunmuştu. Hepimize ve hiç kimseye... Oyuna alınmayan bir çocuk olarak bana da dokundu. Kaleminde kıvraklık, okurunda bolluk dilerim sevgili yazarım. Ve masal kitabından sıkılanlara ısrarla tavsiye ederim.
Hiç Kimse
Hiç KimseArzu Saçlı · Dokuz Yayınları · 2019390 okunma
256 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
370 günde okudu
. Bu senin hikayen. Insanların mışıl mışıl uyuduğu saatlerde gözleriyle tavana pencereler çizen ve o pencerelerden başka bir dünyaya uzanan senin. Yürüyüşünden tanıyorum seni. Kaldırımın tozuna karışıp yok olmak ister gibi duruşundan, herkes saçak altına saklanırken başını gökyüzüne kaldırışından, kahkahana karışan gözyaşından, kaygılı-ürkek
Ötekiler
ÖtekilerEmre Timur · Az Kitap · 2019298 okunma
Reklam
104 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Nizamiyeye teslim
Bizim evde hiç avize olmadı biliyor musunuz.. Taşınması zor olan cam eşyalar, her eve sığmaz denip alınmayan büyük mobilyalar, sadece o eve uyan perdeler, halılar... Hiçbiri olmadı. Sırf bu yüzden kendi evime çıktığım ilk gün mahallenin Çin malı ürünler satan ucuzlukçusuna gidip tuvalete kadar avize almıştım. Tuvalette mor florasanlı ışık! Yıllarca o ilden bu ilçeye tayin olan sadece babamız değilmiş aslında. Sizin çocuk da çok girişken maşallah diyen komşu teyzeler.. Girişken olmak zorundaydık biz. Her sınıfta, her mahallede yeni gelen çocuktuk çünkü. Çünkü girişken olmayanı kimse zile basıp oyuna çağırmıyor teyzeciğim. Mevzu bu. Biz Konya'da etli ekmek, Urfa'da halay başı, Kırklareli nde Kakava şenlikleri olmak zorundaydık. Sevgili Güzin Özyağcılar bu kitapta lojman kapısından uzaklaşan beni elimden tutup nizamiyeye teslim etti yeniden. Her ev aynı bize, girişte emanet fortmanto, solda salon sağda mutfak, depoya dönmüş tuvalet... Yaz gelince balkon demirlerine mavi branda- sardunya... İyi ki varsın Güzin Abla
Toparlanın Gidiyoruz
Toparlanın GidiyoruzGüzin Özyağcılar · İnkılap Kitabevi Yayınları · 20208 okunma
Ve her kesim tarafından bedeninizin her karesinde yeniden hüküm veriliyor.
Kadın günümüzün bütün söylemlerinin temel taşı oldu. Dünyanın hiçbir işi kalmamış ve tek uğraşı nasıl bu olmuş çok merak ediyorum. Bu ay size biraz bu konudan bahsedeceğim. Kadın olmak nasıl bir şey bunu anlatacağım. Eşitlik söylemi ne kadar basit geliyor değil mi? Eşitsizlik yaşamadıkça. Çok basit bir anlatım kullanacağım bu yazıda. Birkaç