Hayat sürprizlerle dolu. Turuncu spor araba.
Yıllar önce üniversitede okurken kendime uzaktan kumandalı bir araba almıştım, küçükken maddiyattan ötürü alamamıştıkta içimde kalmış. Oyuncakçının önünden geçerken o turuncu spor arabayı görünce vitrinde almadan edemedim. Büyük bir sevinçle yurtta orda burda arabamı sürüyorum daha hevesimi alamamıştım ki küçük bir çocuk mahçup bir şekilde arabayı takiip ediyordu. Dayanamadım ona armağan ettim sevincini görmeniz lazımdı, ben iki kat sevinçliydim...    Bu yıl izne gitmiştim köye, izin bitti tekrar gurbete uçacağım derken covid19 testim pozitif çıktı. Apar topar karantinaya alındım. Küçuk kızımin bütün oyuncaklarıni baba evimde bavula koymuştum güya yola çikacam diye. Karantinaya kayınvalidemin evinde alındığım için çoçuğun oyuncakları yok, hepsini toplamışız. Komşumuz geldi Faika yenge, elinde turuncu kumandalı spor bir araba kızıma verdi, onunda torunundan kalmış ve daha birkaç oyuncak daha.    Yıllar sonra turuncu arabam bana geri geldi, hiç ummadığım bir anda hemde. Cömert olun verirken eli titreyenlerden olmayın emin olun hayat size iki olarak verir. Bana Faika yengemin eliyle bir kırmızı bir de turuncu araba olarak verdi, ihtiyaca binaen...
Urfa Urfa olalı böyle bir tufan görmedi böyle bir şey olmadı ya abi resmen taş taş üstüne araba araba üstüne kalmadı oyuncak gibi suyun üzerinde yüzüyorlardı resmen hastaneler, AVM'ler, köyler,barajlar,hayat yok oldu yok. Ama hayla siyaset peşinde koşan ve düşüncesiz davranan vatandaş ve yetkililer var ne diyeyim ki artık.
Reklam
haftanın öyküsü :) PİLLİ YARIŞ ARABASI(:(
Altı yaşlarındaydım, mahallemizde büyük bir boş arsa vardı, burada bütün gün top oynar, günümün nasıl geçtiğini anlamazdım.,oyuna dalar,bazen yemek yemeyi bile unuturdum.Biz fakir bir aileydik, ne bir bisikletim oldu, nede bir futbol topum.Oyun oynadığımız arsanın karşısında, büyük bir oyuncak mağazası vardı, topaçından tut, misket, sapan, telli
Bu bir reklam değildir.
Mavi ve yeşil, buradan geçerken denize bakmayalı çok olmuş. Bugün araba kullanırken Berilin yerinde olmak istedim. Camı açtı, ellerini dayadı ve dışarıyı izledi. Bisikletli, scooterlı, arabalı yollara, insanlara baktı. Yüzüne rüzgar değiyordu, yumuşak huzur. Sonra "anne" dedi "bana cry babies alır mısın?" Kuzum benim neler geçiyordu aklından. Belki okuldaki kızlara göstermek, belki ağlamak isteği, belki de sadece annemden bir şey isteyeyim idi. "Cry babies nasıl bir şey kızım?" "Bebeğe su dolduruyorsun anne, gözlerinden akıyor sular" "gözyaşı gibi mi?" "evet anne fışkırıyor sular" Çocukken biz böyle bebeklerle oynamazdık. Bebeklerimizi nasıl ağlatırdık? Üüü, üüü sesler, su damlası koyardık minnacık, ağlamış olurdu. Her şey kolay. Bir kere ağlasın yeter cry babies sonra oyuncak kuyusunda bir yerde unutulacak. Cry babies.
Uslu çocuk
benden bir öykü... Portakal ağaçlarının çiçeklenen siluetini seçmekte zorlandığımı itiraf etmeliyim. Ama normal. Kış günüydü. Yağmur şarıl şarıl yağmaktaydı. Kışın her zamankinden daha erken geldiğini söylemişti babam. Annen o kadar çok parfüm sıkıyor ki ozon tabakasının delinmemesi mucize olurdu, diye eklemişti. Bunu söylerken, sol
Ne garip bir oyuncak şu insan! Yürür, konuşur ve acı şeker. 70 kilodur. Kendisine ve çevresine ait hiçbir şey bilmez. Bir nevi ıstırap makinesi. iplerini başkaları çeker. Hantal ve şapşal bir robot. Neye sevinir bilinmez. Sınırsız olan hayalleri ve acı kabiliyeti. Etten bir kafes ve aciz içinde kıvranan bir ruh. Vücut araba, akıl arabacı. Ama gözleri bağlı arabacının, arabaya hükmeden, atlar... Buda haklı: Varolmak için yok olmak lazım, parça bütüne kavuşacak ki hasret dinsin. Bütün musiki, bütün şiir, bütün aşk, bu bir çuval kemik, bu asi ten, bu aptalca endişeler ne olacak? Ne olacağını bilen var mı? Kader hep oynayamayacağı roller yükler insana ve ıslıklar. Alkış sahtekârların...
Cemil Meriç
Cemil Meriç
Reklam
112 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.