–Siyasetçilerle sizin ilişkiniz nasıldı? Feyzeddin Erol: Rahmetli Cumhurbaşkanı Turgut Özal, neredeyse her gün gö­rüştüğüm bir insandı. “Şunu alın, şuraya getirin” diye vallahi tek­lif etmemişim. “Şunu yapın” kesinlikle söylememişim. Eğer o günkü forsumla babamı kullansaydım inanın Türkiye’nin yarısı benim olurdu. Vatandaş olarak gidiyordum. İki üç saat kapı­da bekliyordum, yine de babamın adını kullanmıyordum. […]
Sayfa 46 - Doğan KitapKitabı okudu
Seçim barajı;
Yüzde 10'u 1982 Anayasası getirdi. Turgut Özal buna çok bayıldı. Çünkü kendisinin işine yarıyordu. Bu, muhalefettekiler tarafından tenkit edildi ama kendileri iktidar olunca vazgeçemediler. Bu sistem bugün de bu şekilde devam ediyor. Emin olunuz kıyameti koparanlar arasından birisi iktidara gelirse bu kuraldan hiçbir şekilde vazgeçmez ama bu bir çıkar yol değildir. Çünkü gelecek olan zaten geliyor. Bunun muhtelif yollan mevcut. Seçim münakaşaları sistemi sadece yıpratıyor. Bu konuda Avrupa toplumlarını örnek almaktan da vazgeçmeliyiz. Yüzde 5'i Almanya getirdi. Ama 1968'de akılları başlarına geldi. Çünkü APO yani (Ausserparlamentarische Opposition) dedikleri meclis dışı muhalefet ortalığı altüst etti. Bu bakımdan kuşkusuz seçim sistemleri üzerinde dururken bu örneklere bakmak lazım. Belirli tarihi anlardaki tarihi zaruretleri örnek göstermek geçerli bir sistem değildi r. Hele Türkiye'de buna çok dikkat edilmesi gerekir. Bu memleketin belirli bir seçim tecrübesi vardır. Bu memlekette seçimlerde olay olmuyor ama böyle zorlamalar başlarsa olacaktır. O zaman da çok geç olur.
Sayfa 151Kitabı okudu
Reklam
208 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Akif Abi
Her ne kadar Akif abi demiş olsam da onu yüz yüze görmemiş biri olarak böyle hitap etme hakkım belki de yoktur. Ama Akif Emre yaşasaydı buna müsaade ederdi diye tahmin ediyorum. Zîra
Dursun Çiçek
Dursun Çiçek
hocanın Akif abi diye hitap ederek ondan bahsetmiş olmasına hep imrenmişimdir. Kitapta tam bana bunu hissettirdi aslında Akif Emre bir abi olarak bizimle
İz'ler
İz'lerAkif Emre · Büyüyenay Yayınları · 2017377 okunma
Mahzuni Şerif
O yıllarda Cem Karaca'nın, Selda'nın, Edip Akbayram'ın yorumladığı pek çok türkünüz vardı. Onlarla ilişkiniz nasıldı? O yıllarda Cem Karaca, Edip Akbayram ve Selda Bağcan benimle çok sıkı arkadaştılar. Cem Karaca rahmetli Turgut Özal tarafından Türkiye'ye getirildiğinde benimle arası bozuldu. Daha doğrusu ben kendisine kırıldım, aramadım. Aramadım çünkü ben Münih'e kadar yanına gittim, ülkeye dönmesi için çok yalvardım, hatta Toto teyzeyle birlikte ağladık. Ama Cem'i ikna edemedik. Ne var ki ne ben ne de öz annesi Toto hanım, Cem Karaca'nın gözünde kendisine torpil yapan Turgut Özal kadar yakın olamadık. Yine de Cem Karaca'ya hasret çektiğimi, kendisini çok özlediğimi söyleyebilirim. Edip ve Selda'yla sık sık buluşmaktayız ve birbirimizi çok severiz.
Turgut Özal ve ekibi bu ihtiyaç ekonomisini yarattı. İhtiyaçlara cevap vermek için çalışma mecburiyeti yarattı.
"II.Dünya Savaşı sırasında yapılmış en büyük tank muharebesi olan Kursk, Sovyetler Birliği'ndeki Alman taarruzunu kesin olarak 'ezdi'. Binlerce tank birbirine girdi. Almanya'nın kusursuz Tiger tankı vahşi bir savaş makinesi olduğunu ispat ederken Sovyet T-34'ü de intihar saldırısı gibi dalışlarla değerini kanıtladı."
Sayfa 493 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.