Bülent Ecevit: “Fethullah Gülen, laiklikle ters düşmemeye özen gösterdi, çağ dışı bir akım temsil etmiş olabileceği izlenimi vermedi.” “Fethullah Gülen okullarında, laiklik karşıtı, Türkiye’deki rejim karşıtı, Atatürk karşıtı bir eğitim verilmiyor. Dünyanın dört yanına Türk dili ve Türk kültürü tanıtılıyor. Fethullah Gülen’in kuşku uyandırıcı tavırlarına tanık olmadım.” “Turgut Özal döneminde, ekonomide atılan adımlar muhteşemdi.”
Sayfa 327Kitabı okudu
1950’de Başbakan olan Adnan Menderes, Athenagoras’ın ayağına dek gitti ve elini öptü. Milli Eğitim Bakanlığı, Heybeliada Ruhban Okulu’na Teoloji Yüksek Okulu adını vererek ilahiyat fakültesi konumuna getirdi. Turgut Özal Hükümeti, Patrikhane tarihinde görülmeyen bir ayrıcalıkla Kültür Bakanlığı bütçesinden para yardımı yaptı.
Sayfa 259Kitabı okudu
Reklam
Devlet halka sorarak değil, halka hesap vererek yönetilir.
28 ŞUBAT DARBESİ BİR SERMAYE DARBESİDİR Askerler kullanılmıştır. Yine kendi eserleri olan 24 Ocak kararları sivil darbesi ve bu kararlar alındığı için yapılan 12 Eylül askeri darbesinin ardından sözde sivil demokrasi adı altında bir tarikat müridi olan Turgut Özal ile devlete yerleşen zihniyet 28 Şubat tarihinde askerler kullanılarak ve bahane
Müslüman erkekler (arasında) sekülerleşme
Geçen hafta Dünya Bülten'inde yaptığımız bir sohbet sırasında, Müslüman kadınlar ve özellikle kadın yazarların seküler düşünceyi benimsemelerinden, sekülerleşmelerinden şikayet edenlere şunu hatırlatmıştım. Aslında Müslüman erkekler (arasında) sekülerleşme 80''li yılların ortalarında, yani Özal döneminde tamamlanmıştı, fakat bunun göstergeleri kadınlar gibi olmadığı için bu zamana kadar görmezden gelindi. 28 Şubat''la birlikte başlayan süreç salt siyasal anlamda değil bireysel ve toplumsal anlamda, kültürel ve düşünsel anlamda koordinatların kaybedilmesinini referansların altüst olma durumunun iyice açığa çıkma halidir. Ömer Lekesiz, keskin eleştiririyle köşe yazısını aşan bir uyarıcı işlevi görüyor. Sadece eleştirmekle kalmıyor olması gerekene de işaret ediyor. 28 Şubat''a dair yazdığım yazıda eksik kalan, yazıda gündeme getirmediğim başka boyuta dikkat çekti dünkü yazısında. Benim 28 Şubat''ın yıl dönümü vesilesiyle gündeme getirdiğim "savrulma"nın aslında 12 Eylül''de başladığını, postmodern darbe sonrası ortaya çıkan durumun bu sürecin doğal sonucu olduğunu belirtiyor. Hatta 12 Eylül''le birlikte boşluk doldurma durumundan ortaya çıkan, adeta rol çalan ürünlerin ortadan kalkmış olmasının kalite açısından olumlu karşılanması gerektiğini belirtiyor.
" Doğrusu on bir yıllık elemli bir gurbet hayatından sonra aziz vatana dönebilmemin beşeri ve zâhiri plândaki amili olan Turgut Özal Bey'e benim büyük bir vefa ve şükran borcum vardı. "
Sayfa 785 - Sebil Yayınevi - Mart 2017 - İstanbulKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.