Buruşuk pardesülü adam dalgın
gittikçe daha dalgın, elinde cetvel
masada hesap makinesi, pusula
yetmiyor dibe dalmasına
bağlıyor kalın bir urganla beline
ağır bir sandık
salıyor kendini
yeşil yosunların
kırmızı balıkların
uçan kabarcıkların
derinliklerine
orada
bir sandık buluyor
yakutlar, altınlar, pırlantalar
adam dibe inmek için beline bağladığı
sandığını keşfediyor dibe ulaştığında.
Elbet bir hinlik vardır seni sevişimde
ey kanıma çakıllar karıştıran isyan
saçlarıma bin küsür yalnızlığı takıp girdiğim şehre
insan varlığımızdan tuhaf tohumlar bıraksam
günü geçmiş bir gazete, toprak bir çanak
bir daha gelmem belki diye bir not bakır maşrapanın yanında şeytanlar da yürür benimle herhal ıslık çaldığım için
bir şahan tüylerini döker ardımsıra
artık bırakılmaktan yapılma bir adam sayılırım
böğrümde kambur çocuklardan bir payanda.
Sayfa 87Kitabı okuyor
Önümde diz çöktü. Çıplak ayağımı tutarak dizine koydu ve yere koyduğu ayakkabıyı yavaşça giydirdi. Ayakkabımın bağcıklarını bağladıktan sonra olduğu yerde başını kaldırıp bana baktı. "Önünde diz çöktüğüm tek kadın ve insansın," dediğinde nefesimi tuttum. Yine bir şekilde onun büyüsüne kapılmıştım. Her hareketi o kadar özel hissettiriyordu ki onun olmadığı bir dünyayı istemiyordum. Bu adam öylesine ben olmuştu ki içimde ondan başka kendime bile yer yoktu.
Şu an için özel bir dedektif tutamazdım. Adam'ın kefaleti için yarım milyon dolar ödemem gerekiyordu ve şirketin kaynaklarını bir dedektif tutmak için kullanmam mümkün değildi. Ciddi bir masraf olmasının yanında dikkat de çekerdi. Eleanor'un parayı vereceğinden emindim ama ona bu küçük zaferi tattırmak istemiyordum.
Sayfa 164
"Yazdıklarım inatçılıktan ibaret gibi duruyor, bu konuda şunları da not düşersem ancak, gördüklerimi de anlayabilirim: Yaratığımız her şeyin göğsünü görkemiyle kabartan kendi kendinden vecde kapılma hali ile daha ilk dakikada başlayan o gizli terk edilme ve vazgeçilme özelliği arasındaki zıtlık, benim her şeyi fikir diye adlandırmamla
Sayfa 260 - Aylak adam yayınları
