“….. — Konuşmaktan başka nemiz var ki?... dedi. Eleştiri, özeleştiri, yergi, savunma, baş kaldırma, ola ki bencil bir mutluluk, her şey vardı bu sözlerde. Söylenişinde­ ki bütün sadeliğe, vurgusuzluğa karşı çarpıcı acılık, bu çeliş­kili karışımdan geliyordu: Konuşmaktan başka nemiz var ki?... Ya ondan da yoksunsak?... “
Kendiyle dost insan, mükemmel olmamaktan incinmez. Tıpkı başkasıyla dostluk ilişkisinde ötekini onun hususiyetleriyle benimsediği gibi, kendi kendisiyle ilişkisinde de onu yapmaya hazırdır. Kendini bilen, ama yine kendini sevebilen biri olabilir böylece. Kendiyle alay edebilmek ve özeleştiri yapabilmek, ona yabancı değildir. Bazen düştüğü aptallıklara kıs kıs güler, başka türlü yapsaydı çok daha iyi olacak bazı şeylerle ilgili kendini affeder. Kendi kendiyle ilişkisinde daimi bir ahengin hüküm süreceği rüyasını görmez, dolayısıyla bazen tutarsızlığa düşmek de bir felaket olmaz onun için.
Sayfa 17
Reklam
Yine masasının üstünde,
Kemal Tahir
Kemal Tahir
, tahtadan, vakur bir derviş heykelciği bulundururdu. Don Kişot ile derviş, belli ki derin kıyaslamalara vesile olurdu ve dervişin vakarına bakanlar Kemal Tahir'e has o duru özeleştiri süreçlerinin sırrını seçmekte gecikmezlerdi.
Kendimle dostum diyen var mı?
Kendiyle alay edebilmek ve özeleştiri yapabilmek, ona yabancı değildir. Bazen düştüğü aptallıklara kıs kıs güler, başka türlü yapsaydı çok daha iyi olacak bazı şeylerle ilgili kendini affeder.
"Kendiyle dost insan, mükemmel olmamaktan incinmez. Tıpkı başkasıyla dostluk ilişkisinde ötekini onun hususiyetleriyle benimsediği gibi, kendi kendisiyle ilişkisinde de aynısını yapmaya hazırdır. Kendini bilen, ama yine kendini seven birisi olabilir böylece. Kendiyle alay edebilmek ve özeleştiri yapabilmek, ona yabancı değildir. Bazen düştüğü aptallıklara kıs kıs güler, başka türlü yapsaydı çok daha iyi olacak bazı şeylerle ilgili kendini affeder. Kendi kendiyle ilişkisinde daimi bir ahengin hüküm süreceği rüyasını görmez, dolayısıyla bazen tutarsızlığa düşmek de bir felaket olmaz onun için: "Bunu kendi içimde halletmem lazım," der. Ara ara kendine mesafe koymak, ona zor gelmez: "Nasıl da saçmaladım orada!" Hatalarını ve zaaflarını açık seçik görür, iyi dostluklarda adet olduğu üzere sırası gelince "hakikati söyler" kendi kendisine - ki, nahoş olanla baş etmesini sağlayacak yürünebilir bir yol bulur böylece."
Entelektüeller arasında hala muhalefet vardır faka bu, temel fikirlere asla karşı çıkmayan, boş şeylere muhalefet eden bir abesle iştigal etme işidir. Bu tip bir muhalefete, dogmaya karşı çıkmadığı müddetçe Katolik kilisesinde, komünizmin prensiplerine karşı çıkmadığı müddetçe Sovyet kurumlarındaki "özeleştiri" oturumlarında bile izin verilmektedir.
Sayfa 245 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Öldürdüğün adamı beğenmek kendini beğenmek midir? Onu eleştirmek, özeleştiri midir?
Sayfa 127Kitabı okudu
En büyük hatan ne biliyor musun kızım? Özeleştiri yapmayı bilmiyorsun. Kendini her zaman haklı görüyorsun.
... bir ulusu, ancak özeleştiri kurtarabilir. Osmanlı Devleti, bunu zamanında yapamadı. Yoğunlaşan dış baskıların da etkisiyle, öykünme başladı yabancılara.
İnsanın içdünyası onarılınca, dışdünya ile ilgisi olumlu bir düzeyde olacaktır. Tasavvuf edebiyatı, bir bakıma da özeleştiri edebiyatıdır.
Reklam
Aldırma, yürü! Göğsüne yüreğinden başka muska takma! Vahiy haritan, Nebi kılavuzun, akıl pusulan, iman sermayen, amel azığın ,sevgi yakıtın, ahlak karakterin, edep aksesuarın, merhamet sıfatın, şeref ve izzet adın olsun. Doğru yol insanların çoğunun gittiği yol değil ,düşünen öz akıl sahiplerinin yoludur. Yolda vereceğin her molayı özeleştiri durağında vermelisin. Unutma, tevbe özeleştiridir. Kendisini hesaba çeken, başkalarınca hesaba çekilmekten kurtulur.
Yanlışta ve hatada kalmada ısrarcı değilsek, kendini düzeltme ve özeleştiri tavrı ve bu yolda yapılan her yeni teşebbüs erdem sayılmalıdır.
Yanlışta ve hatada kalmada ısrarlı değilsek, kendini düzeltme ve özeleştiri tavrı ve bu yolda yapılan her yeni teşebbüs erdem sayılmalıdır.
hiç kuşku yok ki özeleştiri ötekinin eleştirisini reddetmekten başka bir şey değildir, yetersizlik hakkını kendine saklayarak kendine yetmenin bir biçimidir, kendi önünde eğilmeyle kendini aşırı derecede yükseltmektir.
…özeleştiri yaptığımızda kendimize karşı merhamet ve sempatiden ne denli yoksun olduğumuz dikkate değer bir durumdur.
Sayfa 90 - Metis Yayınları, 5. Basım: Ocak 2024, İstanbulKitabı okudu
Resim