Los Angeles'taki Kaliforniya Üniversitesinden Shelley Taylor'un liderliğindeki bir araştırma grubu 2011 yılı Eylül ayında Proceedings of National Academy of Sciences dergisinde yayımladıkları bir ma kale ile oksitosin reseptör geninin (OXTR) stres ve depresyonla baş etmede en önemli psikolojik özelliklerle -hayata pozitif bakış. kendine
Sayfa 50 - 51Kitabı okuyor
İbn Arabi (ks) "kerb"i nefesini zorla tutan birinin çektiği sıkıntıya benzetir. Yani doğuştan gelen yapılarında mevcut olan cemâl potansiyeli gerçekleşmezse özellikle genç kızlar, nefesini tutup da veremeyen biri gibi bunalıma girerler. Ağırlıklı olarak erkeksi bir varoluş tarzı yaşayan hanımlar için hassasiyet, gönül alıcılık, incinmiş duyguları tamir etmeye isteklilik, kaba dil kullanmamak, anlayışlılık, namus, fedakârlık, çocukları sevme, sadakat, başkalarının ihtiyaçlarına duyarlılık, yaratıcılık, estetik, sanat, âhenk, incelik, affetme, kusurları örtme, merhamet, muhabbet, şefkat ; kısaca ince kadınlık ve annelik hâlleri bir ayrıntı değil, mutlulukları için zorunlu birer önkoşuldur.
Reklam
Hiçbir ilişki sana istediğin her şeyi veremez. Verdikleri bellidir. Bir insandan istediğin her şeyi ortaya koyar -artık vücut kimyası mı olur, sohbeti mi, maddi desteği mi, fikir uyumu mu, iyilik mi sadakat mi ne istersen- ama bunlardan sadece üçü nü alabilirsin. Üçten fazlası olmaz. Hadi çok şanslıysan dört. Kalanını başka yerde ararsın. Sana aradıklarının hepsini verecek biri ancak filmlerde olur. Ama film değil bu. Gerçek haytta, ömrünün kalanını hangi üç özellikle geçirmek istediğini belirleyip bunları bir başkasında ararsın. Hayat budur işte. Tehlikenin farkında değil misin? Her şeyi bulacağım diye didinirken elindekinden de olacaksın.
Sayfa 651Kitabı okudu
Hiçbir ilişki sana istediğin her şeyi veremez. Verdikleri bellidir. Bir insandan istediğin her şeyi ortaya koyar - artık vücut kimyası mı olur, sohbeti mi, maddi desteği mi, fikir uyumu mu, iyilik mi sadakat mi ne istersen- ama bunlardan sadece üçünü alabilirsin. Üçten fazlası olmaz. Hadi çok şanslıysan dört. Kalanını başka yerde ararsın. Sana aradıklarının hepsini veren biri ancak filmlerde olur. Ama film değil bu. Gerçek hayatta, ömrünün kalanını hangi üç özellikle geçirmek istediğini belirleyip bunları bir başkasında ararsın. Hayat budur işte. Tehlikenin farkında değil misin? Her şeyi bulacağım diye didinirken elindekilerden de olacaksın.
Hiçbir ilişki sana istediğin her şeyi veremez. Verdikleri bellidir. Bir insandan istediği her şeyi ortaya koyar -artık vücut kimyası mı olur, sohbeti mi, maddi desteği mi, fikir uyumu mu, iyilik mi sadakat mi ne istersen- ama bunlardan sadece üçünü alabilirsin. Üçten fazlası olmaz. Hadi çok şanslıysan dört. Kalanını başka yerde ararsın. Sana aradıklarının hepsini veren biri ancak filmlerde olur. Gerçek hayatta, ömrünün kalanının hangi üç özellikle geçirmek istediğini belirleyip bunları bir başkasında ararsın. Hayat budur işte.
Sayfa 650 - Doğan KitapKitabı okudu
Ama anlamıyor musun Amy? Yanlış düşünüyorsun. Hiçbir ilişki sana istediğin her şeyi veremez. Verdikleri belli­dir. Bir insandan istediğin her şeyi ortaya koyar -artık vücut kimyası mı olur , sohbeti mi, maddi desteği mi, fikir uyumu mu, iyilik mi sadakat mi ne istersen- ama bunlardan sadece üçü­nü alabilirsin. Üçten fazlası olmaz. Hadi çok şanslıysan dört. Kalanını başka yerde ararsın. Sana aradıklarının hepsini ve­ren biri ancak filmlerde olur. Ama film değil bu. Gerçek hayat­ta, ömrünün kalanını hangi üç özellikle geçirmek istediğini be­lirleyip bunları bir başkasında ararsın. Hayat budur işte. Teh­likenin farkında değil misin? Her şeyi bulacağım diye didinir­ken elindekilerden de olacaksın.
Reklam
Genelleme yapmayalım.
"Elbette bir ömür boyu aynı yastığa baş koyan çiftler de var; ama sen yine de beni dinle! Prensip olarak erkeklere güven olmaz! Özellikle başka kadınlar konusunda pek zayıftırlar. Evlendikleri kadından kendisine tam bir sadakat göstermesini beklerler, ama söz konusu kendileri olunca, sadık kalmaya hiç de meraklı değildirler..."
Sayfa 14 - Yurt Kitap-Yayın 1. Basım: Ekim 2003, AnkaraKitabı okudu
Yuvadaki Şeytan Neden bütün ya da hemen hemen bütün modern evliliklerin mutsuz olduğu sorusu (sanki sadece modern evlilikler mutsuzmuş ve modern olmayanlar mutluymuş gibi), bütün edebiyatın -ciddiyetle- ve her beş çayı sohbetinin -ciddiyetten uzak bir biçimde- etrafında döndüğü, son moda sorulardan biri. Dünya üzerindeki her soru, toplumun
bushido
Japon askerlerinin savaş boyunca sergilediği vahşi militarizm köklerini Buşido, yahut "Savaşçının Yolu" adıyla bilinen kadi m Samuray düsturundan alır. Japon askerleri, bu düstur uyarınca İmparatorları Hirohito'ya ve Japonya'nın onuruna sonsuz sadakat sözü verdiler. Buşido'ya göre ölüm teslimiyete yeğdi ve bir Japon askeri
Sayfa 147 - Sekizinci Bölüm: Pearl Harbor, BushidoKitabı okudu
Lider
İktidar mücadelesi, yeniden yapılanma gibi dev boyutlardaki işlerle başa çıkmak için gereken politikaların seçimine yakından bağlıydı. Ülkenin büyük bölümleri enkaz halindeydi; sürgünler, kaçan Hiristiyanlar ve Müslümanların arasındaki iç savaşlar nedeniyle sosyal doku paramparça olmuştu ve savaşın bitiminde hayatta kalmayı başaranlar on yıl süren çarpışmalardan yorgun düşmüştü. Gerçi Mustafa Kemal Istiklal Savaşı süresince yaptığı konuşmalarda son derece dikkatli davranmıştı, ama rakip politikacılar çağdaşlığa giden yolda ilerlemeye ülkeyi zorlauiyacağını ve bu yürüyüşü tek başına yönlendireceğini hissetmeye başlamışlardı. Duygularını, “Yunanlılardan kurtulduk, sıra Mustafa Kemal’den kurtulmaya geldi, sözleriyle özetlemelerine şaşırmamak gerekir. Mustafa Kemal sorgusuz sualsiz sadakat gösteren, olabildiğince aynı ilkeleri paylaşan ve özellikle kişisel olarak bağlılığından ayılmayan dostlarıyla kendi siyasi temelini oluşturarak tepkisini gösterdi. Yapılan kayırmalar eleştirenlerin sayısını azaltacaktı ama bu ağır işleyen bir süreçti. Bu arada eski dostlarının alınganlıklarıyla başa çıkmak zorundaydı. Yine de sivil ve askeri politikaclardan oluşan çemberin dışına çıkıp, Batılı öğretilerle yetişmiş az sayıdaki yükselen Türkler grubuna ulaştı. Bu insanlar onun yeni ordusunu oluşturacaktı.
Sayfa 422Kitabı okudu
Reklam
"Evlilik mükemmel bir kurum, ama kim hayatını bir kurumda geçirmek ister ki?" der eski bir fıkra. Ama galiba çoğumuz bu kurumu seviyoruz. Bugün artık boşanmaların sayısını eskiye gö­re çok arttığı bir gerçek -özellikle yasalar ve kadınların artan ekonomik bağımsızlığı buna imkan tanıyor-. Batı dünyasında insanların % 93'ü iyimserce bu işe girişiyor ve bir "yabancı"ya "sadakat yemini" ediyor. Evliliklerin % 75'i kalıcı oluyor. Ama evlilik gemisi karaya otursa bile, boşananların çoğunluğu, daha önceki acı deneylerini bir anda unutup, yeni ümitlerle başını "boyunduruğa" tekrar sokuyor.
Sayfa 151 - Pencere yayınları Birinci Baskı Kasım 2002Kitabı okudu
Cengiz ordusunu, sonradan Timur'un da sadık kaldığı bozkırın geleneksel onluk sistemine göre; on, yüz, bin ve on bin askerli birlikler halinde düzenlemişti. Askerlere, savaşlarda yenilgiye uğrattıkları düşmanlardan sağlanan ganimetlerden ve kentlerin yağmasında ele geçirilenlerden başka ödeme yapılmazdı. Daha önceden birbirine düşman olan boylar, ihtiyaten bölünüp ayrı ayrı birliklere konulur, böylece kendi boylarına olan sadakat duyguları zayıflatılarak, Cengiz'e bağlılıklarında birleşen yeni bir güç ortaya çıkarılırdı. Ayrıca imparatorluk merkezinde görev yapan on bin askerlik bir muhafız alayı vardı. Timur da Orta Asya'nın farklı kavim ve boylarını bir ordu içinde sımsıkı denetlemek için benzer bir strateji izlemişti. Bu devamlılık, özellikle Moğollar'ın izlediği kuşatma ve birçok düşmanı kaçar gibi yaparak bozguna uğratma taktiklerinde de gözlemlenir. (Timurlenk/İslam'ın Kılıcı, Cihan Fatihi-Justin Marozzi)
Sayfa 17
Güz Kralı özellikle birine yöneltmeden, kendi kendine, "Nasıl?" diye sordu. "Nasıl?" Cevaplayan kurtların yaşlı Lider'i oldu, solgun sesi grafiğin sinyal sesinin üzerinde yükseldi. "Dünyadaki en büyük gücün desteğiyle. Tün diyarlardaki en büyük güçle." Ekranı işaret etti. "Yıllara rağmen değişmeyen, ölümün ötesinde sadakat sağlayan şeyle. Umutsuzluk karşısında sarsılmayan şeyle. ... SEVGİYLE, HER ŞEY MÜMKÜNDÜR.
Sayfa 828Kitabı okudu
Hiçbir ilişki sana istediğin her şeyi veremez. Verdikleri bellidir. Bir insandan istediğin her şeyi ortaya koyar -artık vücut kimyası mı olur, sohbeti mi, maddi desteği mi, fikir uyumu mu, iyilik mi sadakat mi ne istersen- ama bunlardan sadece üçünü alabilirsin. Üçten fazlası olmaz. Hadi çok şanslıysan dört. Kalanını başka yerde ararsın. Sana aradıklarının hepsini veren biri ancak filmlerde olur. Ama film değil bu. Gerçek hayatta, ömrünün kalanını hangi üç özellikle geçirmek istediğini belirleyip bunları bir başkasında ararsın. Hayat budur işte. Tehlikenin farkında değil misin? Her şeyi bulacağım diye didinirken elindekilerden de olacaksın.
Sayfa 650 - Doğan Kitap 18.BaskıKitabı okudu
Kitleler çoğunlukla kendilerini en adi içgüdülere teslim ediyorlarsa da kimi zaman yüksek bir ahlaka örnek teşkil eden eylemlerde bulundukları da olur. Kendi çıkarından vaz- geçme, feragat, gerçek veya hayali bir ideale mutlak sadakat gösterme gibi durumlar ahlaki faziletlerse kitlelerin çoğunlukla en bilge filozoflarda bile nadiren görülen şekilde bu erdemlere sahip olduğunu söyleyebiliriz. Bunları elbette bilinçsizce tatbik etmektedirler fakat bunun önemi yoktur. Kitlelerin özellikle bilinç dışı tarafından yönlendirilmeleri ve muhakeme edememelerinden dolayı fazla şikâyet etmemeli- yiz. Bazı zamanlarda düzgünce düşünüp hızlıca çıkarlarını göz önünde bulundursalardı belki de gezegenimizde herhangi bir medeniyet gelişmeyecek ve insanlığın tarihinden söz etmek mümkün olmayacaktı
Resim