Eğer küçük bir kardeşiniz varsa ve size okumanız için kendi kitaplarından birini verirse onu okumalı.
Bu kitapta bana kardeşimin tavsiye ettiği kitaplardan biriydi. Türkçenin Muhafızları serisinin 2. Kitabı. İlk kitapta Kaşgarlı Mahmut’u anlatırken, bu kitapta Ali Şir Nevayi’ye ağırlık verilmiş. Akıcılığı ve içeriği çok güzel.
Yabancı dil ile Türkçeyi karıştırarak konuşmanın marifet gibi görüldüğü günümüzde, Türkçeyi seven, sahip çıkan, kıymetini bilen çocuklar yetiştirmek için daha çok böyle kitaplara ihtiyacımız var!
88 syf.
9/10 puan verdi
Bu kitapla çocuklar Kaşgarlı Mahmut'u ve eserini tanıyacak, onun seyyahlık serüvenine ortak olacak, yeni yeni kelimeler öğrenecek belki onlar da bu kelimeleri kendi hazine sandıklarında saklayacaklar.
Siz de Mahmut gibi her kelimenin anlamını merak edenlerden misiniz? "Çatu" mesela. Bir yemekte zehir olup olmadığını bize haber verirmiş. Bir balık omurgasıymış ve çatu sayesinde içinde zehir bulunan yemek ateşte olmadığı halde kaynarmış. Yemekte zehir bulunup bulunmadığı bu şekilde sınanırmış.
Opal köyünden çıkıp Türk yurtlarını kadem kadem dolaşır Mahmut.
Tepük, Çiğil, çatu, ağı, ütüg, kargı... gibi mevzii söyleyişleri bir bir hazine sandığında toplayan Mahmut, bir gün rüyasında dedesini görür. Dedesi Muhammet Buğra Han ondan hazinesini paylaşmasını ister. Bu rüya sayesinde topladığı kelimeleri Türkçenin bilinen ilk sözlüğünde bir araya getirir.
İyi ki varsın Furuğ
Özgür ruhlu bir kadın. Yaşadığı zamanın şartlarına boğun eğmekten bıkmış, çırpınan bir yürek... Nasıl anlatsam onu, hangi kelimelerle ifade etsem az kalır. Acıklı hayat hikayesine mi üzüleyim, içinde yaşadığı toplumun çıkmazlarına mı?
Furuğ her şeye rağmen mücadelesini sürdürmüş ve pes etmemiş. Bugün yazdığı her şey her yerde ilham kaynağı olmakta ve varlığını sürdürmektedir. Onun gibi ruha sahip kadınlara ne kadar teşekkür etsek az. Şiirlerinde, yaşadığı bütün acı, ızdırap ve aşkları sonuna kadar hissediyorsunuz. O dönemi düşünecek olursak ne gerek vardı bu kadar sıkmaya, bunaltmaya diye düşünüyorsunuz. Ben okurken acaba onun yerinde olsam bu kadar dayanabilir miydim sorusunu sormadan edemedim kendime. İnsanın bu kadar hayatından kısıtlanması, yarım kalması çok acı verici bir durum olsa gerek.
Şiirleri okumaya başlamadan önceki önsözü okumak, şiirleri daha iyi anlamak için güzel bir kılavuz olarak verilmiş. Önsöz mutlaka okunmalı şiirlere öyle giriş yapılmalı. Keyifli okumalar.
....
gece, rengi solmuş pencerelerde
durmaksızın birikip taşan
kuşkulu bir hayaldi
ve yollar, sonlarını
karanlığa bıraktı
kimse aşkı düşünmez
kimse fethi düşünmez oldu artık
ve kimse
hiçbir şey düşünmez oldu artık
yalnızlığın mağaralarında
kan, esrar ve afyon kokuları yayarak
beyhudelik geldi dünyaya
gebe kadınlar
başsız çocuklar doğurdu
ve beşikler
utançlarından
mezarlara sığındı
....
Furuğ şiirleriyle ona çizilen hayata isyan etmiş, genç yaşta İranlı özgür kadının sesi olmuştur...
Çocuk kitabı deyip geçilmemeli. Büyüklere de verdiği nasihatlar çok. Çok güzel yazılmış. İlim aşkı çok güzel anlatılmış. Kesinlikle önce siz alın okuyun sonra çocuklar. İnsanın zor şartlarda da neler başarabildiğini anlatmış, çocukları güzel yönlendirir.
Çocuklar için çok güzel bir kitap. Serinin okuduğum ilk kitabıydı pek beğendim. Okumayan kalmadın bence. Büyüklere de çok şey öğretiyor. Böyle eline alıp 30 dakka da bitirmelik çok hoş bir hikaye.