Mavi Bilet // Sophie Mackintosh
Müstesna bir #distopya ile selam.
Kura sistemi ile “beyaz” ya da “mavi bilet”li olarak ayrıştırılan kadınların hikâyesini anlatıyor Mackintosh bu distopyasında.
Kadınlığa yeni adım atan genç kızlar, devletin merkezinde “nasıl bir kadın olacağını” öğrenerek yaşamlarına devam ederler, yani sistem karar verir ne şekilde yaşanılacağına…
Şöyle ki: “Beyaz Bilet” ile evlenerek anne olabilir kadınlar; “Mavi Bilet” verilenler için seçilen hayat ise, kariyer ve özgürlük…
Bireyler yaşamlarını o minvalde şekillendirmekle yükümlüdürler. Her birey kendisine biçilmiş hayatı yaşamak zorundadır.
Kadınların kağıt parçası ile ayrıştırıldığı böyle bir ortamda mavi biletli Calla, yaşamını sorgulamaya başlar, verdiği kararlar onu toplumun dışına iter ve artık hayatta kalabilmek için kaçmak zorunda kalır, sisteme kafa tutmuştur çünkü, bir tehdittir.
Metnin akıcılığı yüreğinizin daralmasını engellemez çünkü elçiler “asiler”in peşinde koşarken siz de nefes nefese kalırsınız onlarla birlikte.
Okurun zihninde sorular oluşturan, toplum dayatmalarının irdelendiği, özgür irade ve kadın olmanın zorluklarına değinen, sorgulatan bir metin #mavibilet
Üzerine çok konuşulası, çok fazla kalem oynatılası…
Mavi Bilet
Sophie Mackintosh
Nefse kölelik ve Hürriyet Beratı
Cenâb-ı Hakk'ın ilk insan olan Hz. Âdem'e [aleyhisselâm], "Şu ağaca yaklaşmayın" (Bakara 2/35) tembihi, hürriyet kavramını doğru anlamada bize önemli ipuçları sunar. Buna göre insan aslı itibariy le özgür yaratılmıştır. Yaklaşılmaması istenen nesne kendiliğinden kötü değildir, hatta buğday olduğu rivayet edilir. Buğday ise insa- nın bu dünyadaki temel gıdalarından biridir. O ağaca yaklaşılmamasına dair emrin hikmeti, insanoğlunun yapma imkânı varken bazı şeyleri yapmaktan menedilmesinin bir sembolüdür. İnsanın irade ve ihtiyar sahibi bir varlık olması keyfiyeti ancak bu suretle ortaya çıkar. Çünkü menedilen şeye karşı hem temayülü hem de onu yapabilecek gücü vardır. Eğer böyle olmasaydı, ona o ağaca yaklaşmaması gerektiği yolundaki tembihin bir anlamı olmazdı
Özgürlüğü yalnızca bir şeyi yapmakla mukayyet kılmayıp, aynı zamanda yapmaktan vazgeçme olarak da tanımlamak gerekir. Bu da kavramın mana çerçevesine dâhildir. Hatırlamak gerekir ki, din, topyekûn kabullenişler ve reddedişlerden ibarettir. Mesela bir müslüman tevhidi kabul eder, şirki reddeder; helâli seçer, haram- dan vazgeçer. Bu da insanın özgürlüğü ile alakalıdır. Yasa koyucunun sınırlarına kendi iradesiyle teslim olmanın bir tezahürüdür.
Sayfa 125Kitabı okudu
İnsanın, bilebildiğimiz diğer varlıklardan en önemli farkı, düşünen ve hür irade sahibi bir varlık olmasıdır. Bu fark, en temelde insanın kendi varlığının farkında olmasını beraberinde getirmektedir. İnsanla ilgili her şey işte bu farkındalık ile birlikte başlamakta ve bitmektedir. Kendi varlığımızın farkında olduğumuz kadar özgür ve bilinçli olabiliriz. Kendimizi tanıdığımız ve anladığımız kadar kendi varlığımızın farkında olabiliriz. Kendimize yatırım yaptığımız kadar insan olabiliriz. Kendisini tanımayan, kendisini önemsemeyen, kendisini geliştirmek için zaman ayırıp çaba sarf etmeyen bir insanın kendisine yatırım yaptığı, kendisine değer verdiği söylenebilir mi? Kendisine saygı duymayan bir kimsenin başkalarından saygı beklemeye hakkı olabilir mi?
Sayfa 95 - Fecr Yayınları, 1. Baskı, Kasım 2023Kitabı okuyor
Özgür irade nedir? Özgürlük nedir?
Bir kişinin yaptığı şeyler yani eylemleri, yapmak istediği şeyler ise, o eylem iradi bir eylemdir. Dolayısıyla, irade denilen şey, o eyleme yol açan istek anlamına gelir. Özgür irade ise, hiçbir şey tarafından belirlenmeyen irade demektir. Felsefede özgürlük terimiyle kastedilen şey özgür iradedir.
Sayfa 29Kitabı okudu
"Hangisi önce gelir: karakter mi, kader mi? Her trajedinin asıl sorusu budur. Hangisi ağır basar: özgür irade mi yoksa alın yazısı mı?"
Sadece "arzu" var, "irade" yoksa, elinizde çocuk kalmış yetişkin olarak robot adama dönebilecek, yönlendirilen, özgür olmayan, çocuksu insan kalır.
Sayfa 269Kitabı okudu
