284 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
İslam tarihinde iki ana akımın farklılıkları ve birbirleri ile olan uğraşlarını kısa ve olabildiğince akıcı anlatılan, kaynakcalı bu bilimsel eserin okunmasının bugünkü olayları daha sağlıklı yorumlamaya katkı da bulunacağını düşünüyoruz. Her evde okunması ve her kütüphane de bulunması gereken baş vuru kitabı.
Özgürlüğün İslami Yolu
Özgürlüğün İslami YoluMustafa Akyol · Doğan Kitap · 201361 okunma
Özgürlük, her bireyin, kendi tercih ve kararlarıyla, doğru ve yanlışlarıyla şekillenen dolu bir hayat yaşamak için ihtiyaç duyduğu zemindir. Ve hatta özgürlük, her bireyin, Allah’ı bulmak için yürüyeceği yoldur.
Sayfa 223 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
Eleştiri ve alaya öfkeyle tepki vermeye yatkın olan Müslümanlar, bu tavrın kendilerini sadece olgunlaşmamış ve öz güvensiz kişiler olarak resmedeceğini görmeliler. Buna karşın şayet tepkileri ağırbaşlı ve akılcı olursa, İslam’a çok daha iyi bir şekilde hizmet etmiş olacaklardır. Unutmamak gerekir ki, bir dinin gücü, muhaliflerini susturma gücüyle ifade bulmaz. O dine inananların ahlaki erdemleri ve entellektüel kapasitesiyle ifade bulur.
Sayfa 221 - Doğan KitapKitabı okudu
Kur’an kumarı, faizi, içkiyi, leş ve domuz eti yemeyi ve putlar için kurban edilmesini haram kılmıştır. Ayrıca Müslümanlara günde beş vakit namaz kılmalarını, Ramazan ayında oruç tutmalarını, ömürde bir kez hacca gitmelerini, fakire zekat vermelerini ve buna benzer yükümlülükleri yerine getirmelerini emretmiştir. ...Fakat çok ilginçtir ki, Kur’an bu dünyada söz konusu günahlara yönelik bir ceza belirlememiştir. Kur’an’da spesifik olarak ceza öngörülen günah dörttür; hırsızlık, haydutluk, (İftira) zina iftirası ve zina.. Ve bu günahlara bedeni cezalar tayin edilmiştir. ...Az önce sözünü ettiğimiz dört günah,Kur’anda ceza önerilmeyen günahlardan kategorik olarak farklıdır. Çünkü bu günahlarda Allah hakkıyla beraber, kul hakkı da çiğnenmektedir. Başka bir ifadeyle, birine bir zulüm yapılmaktadır. Kur’an sadece ‘’insanların haklarını’’ çiğneyen günahları (yani suçları) cezalandırmaktadır. Allah’ın haklarını çiğneyen günahların sonuçları, hesabı öbür dünyada görülmek üzere Allah’a bırakılır.
Sayfa 208 - Doğan KitapKitabı okudu
284 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitapta, otoriter rejim ve akımlar neden müslüman dünyada kendilerine bu kadar yer bulabildiler sorusunun cevabına odaklanılıyor. Otoriterleşme islam kaynaklı mı yoksa otorite yanlısı kişiler hasbelkader müslüman kişiler mi? İslamda özgür ve bireyci bakış açıları nasıl yer bulur? Aslında islamın özünde bu bakış açılarına olumsuz bir yaklaşım yoktur ama neden bu şekilde algılanır sorusuna verilen cevaplarla yeni bakış açıları kazandıran bir kitap. Her olumsuzluğun islamla ilişkilendirilmesinin önünü alacak güzel çözümlemeler ve anlaşılır bir dil kullanılmış.
Özgürlüğün İslami Yolu
Özgürlüğün İslami YoluMustafa Akyol · Doğan Kitap · 201361 okunma
Gerçi, hoş, Kur’an, peygamberi, “Şüphesiz ben, ancak sizin benzeriniz olan bir beşerim”ve “... gaybı da bilmiyorum”diyen mütevazı bir insan olarak tanıtmasına rağmen, Ehl-i Hadis, onu çoktan, gelecekle ilgili her şeyi bilen bir kâhin gibi tasvir etmişti. Dolayısıyla, insanüstü bir konuma yükseltilen bu peygamber imajı, kendisinden sonra gelen idareciler hakkında yorum yapar hale de gelmişti. Mesela “Allah idarecilerin sadece iyi amellerini yazar, kötü olanlarını yazmaz”17gibi inanılmaz hadislere rastlanabiliyordu. Bu, muhtemelen, Emevi halifelerinin zulüm ve yolsuzluklarına meşruiyet kazandırmak için 8. yüzyıl başlarında dolaşıma soktukları bir uydurmaydı.
Reklam
284 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Tek cümleyle șöyle özetleyeceğim, bu kitap siyasi/dini düșüncelerimin %90 oranında baskıya dökülmüș hali. Mustafa Akyol'un zihinsel gelișimi ve fikirleri gerçekten ilgi çekici ama kitabı asıl güzelleștiren Mustafa Akyol'un savunduğu fikirlerin aslında birçok entelektüel-akademisyen tarafından desteklenen fikirler olduğunu göstermesi. Bunu yaparken atıflar ve alıntılarda bulunuyor. Kitap "Liberalizm" fikrinin doğușunda erken dönem Islam değerleri ve alimlerinin fikirlerinin ne kadar etkili olduğunu göstermekle kalmıyor, -malesef- bastırılmıș Liberal Islami hareketlerin de öyküsünü anlatıyor. Mustafa Bey bu kitabı yazdığında ülkemizde yeșermiș AKP modelinin 2000'li yılların bașındaki bașarılarından bahsederken, kitabı yazdıktan birkaç sene sonra olan Gülen Terörizmi ile kavgaları ve AKP iktidarının ivmeli șekilde otoriterleșmesini bilseydi heralde bazı yerleri yazdığına pișman olurdu. :) Yine de yazıldığı yıla göre değerlendirelim biz. Kitaba katılmadığım %10 ise Mustafa Bey'in klasik muhafazakar düșüncesi yüzünden Kemalist iktidarların ilk yıllardaki reflekslerine karșı çok anlayıșsız olması. "Acaba Kemalizm'in ilk yıllardaki zorunlu bazı hareketleri olmasaydı Türkiye bölgesinde esir düșememiș birkaç ülkeden biri olur muydu?" sorusunu kendisine sorması lazım Türk Liberallerin. Bunun dıșında Nurcu harekete karșı da biraz masumane bakıșı olmuș Mustafa Bey'in bu kitabı yazdığı yıllarda. Bu iki husus yüzünden %100 yerine %90 katıldığımı söylüyorum kitaba. Yine de 10 puanı hakeden bir kitap kesinlikle.
Özgürlüğün İslami Yolu
Özgürlüğün İslami YoluMustafa Akyol · Doğan Kitap · 201361 okunma
Mutezile yaklaşımından doğan siyasi düşüncelerden belki de en ilginci, Mutezile felsefesini sosyoloji ve siyasete taşımış olan 10. yüzyıl Müslüman felsefecisi El-Farabi’nin, Es-Siyasetü’l-Medeniyye adlı kitabıdır. Dolayısıyla Farabi “toplum devleti” adını verdiği ve yurttaşlarına özgürlük sunan kendi ideal devletini tanımladı. Bu ideal devlet, “insanların yapmak istedikleri şeylerde hür oldukları eşitlikçi bir teşkilat” idi. Üstelik, bu devlette yaşayan insanlar, “daha fazla özgürlük ve fırsat vaat edenlerin liderliğini onaylamaya teşne yurttaşlardı.”Farabi’ye göre, özgürlüğü teşvik eden böyle bir devlet olduğunda, “başka ülkelerden insanlar akın akın buraya göç edeceklerdi.” Ve bu göçler sayesinde, “en ideal türde bir ırki karışım ve kültürel farklılık” ortaya çıkacak, böylece felsefeci ve şair gibi yetenekli bireylerin gelişmesini mümkün kılacak münbit bir zemin oluşacaktı. Ne dersiniz, “özgürlükler ülkesi” olan ve o sayede “beyin göçü”nün merkezi haline gelen ABD’yi çağrıştırmıyor mu biraz bu ifadeler?
Ünlü Katolik ilahiyatçı Hans Küng’e göre ise, bireysel kurtuluş üzerine yapılan vurgu, bireyin Arabistan’daki kabileci boyunduruktan özgürleşmesini sağladı: "Muhammed’in yaydığı tutarlı tek-tanrıcılık... yeni bir bireysel sorumluluk yarattı... Tek bir Tanrı varsa ve o Tanrı Yaratıcı ise, onun yarattığı insanlar özel bir onur kazanıyor; her şeyi belirleyen bir kabileler sisteminin objeleri değil, Yaratıcı’larına karşı sorumlu ve hatta O’nun 'halife'si olan bireyler oluyorlardı."
14. yüzyılda yaşamış Müslüman düşünür olan İbn Haldun ise Mukaddime’yi yazmıştı ki, İngiliz tarihçisi Arnold Toynbee’ye göre, bu kitap “hiç kuşkusuz, şimdiye kadar herhangi bir zamanda ya da yerde hiçbir akıl tarafından aşılamamış, kendi türünün en büyük eseri”ydi. Kitapta, İbn Haldun, başka pek çok şeyin yanı sıra, bir ekonomik liberalizm teorisi de geliştirmişti: Hükümetlere vergileri azaltmaları, özel mülkiyeti güvence altına almaları, serbest piyasayı desteklemeleri ve bütçe açıklarından kaçınmalarını tavsiye ediyordu. Dünya Bankası’nın İbn Haldun’u “özelleştirmenin ilk savunucusu” olarak övmesi bundandır ve yersiz değildir.
Reklam
Sabri Ülgener
kadercilik, dinin ve hele islamın getirdiği bir şey değildi; çöl ve bozkır adamının eğip-bükemediği tabiat zorlukları karşısında aczinin bir ifadesiydi.
Sayfa 111Kitabı okudu
Zamanın değişmesi, hükümlerin değişmesini meşrulaştırır.
Sayfa 133Kitabı okudu
Unutmamak gerekir ki, bir dinin gücü, muhaliflerini susturma gücüyle ifade bulmaz. O dine inananların ahlaki Erdemleri ve entelektüel kapasitesiyle ifade bulur.
Sayfa 229Kitabı okudu
264 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.