Hem yazarın hemde kitapların sessiz dili iletişim için görünmez köprüler kurar.En sağlam dostluklar,en duygusal bağlar,uzun sürecek sevgiler bence kütüphanelerde oluşur.
Tırnaklar, saçlar, sakallar uzuyor, bakım istiyor ya, ruhumuz da aynı şeyi istiyor aslında ama sesini sürekli bastırıyoruz. Yapmak istediğimiz şeyleri ertelemekte, üstelik bahaneler üretmekte üstümüze yok.
Yaşadığımız şeyin adı bıkkınlık. Usandık artık hiçbir şeyin değişmemesinden. Ne istediğimizi kendimiz de bilmiyoruz. Farklı olan her çiçek acımasızca eziliyor bu coğrafyada.
Neden susuyorum, bunu sormayın. "Neden gitmiyorsun?" diye sorun ama. Gitmem, kaçmam, pes etmem...
Yaralıyım ama düşmem. Başımı aşağı eğmem. Minnet etmem. Sendeledim evet ama ayağa kalkmasını bilirim. Yine doğarım, yine coşarım, yine yurdumun toprağına sarılırım. Ağaca, toprağa, tohuma, binlerce yılın hafızasına aşığım ben. Zincirlere kimse vuramaz beni. Öldüremez, yok edemez, sesimi boğamaz...
ÜLKEMİN YÜKSELMESİ İÇİN KALBİMİ KOYMUŞ ÇALIŞIRKEN NEDEN ENGELLERE TAKILAYIM?