Sürgünlerin mütevazı sığınağı
Dağın gölgesinde kalmaktaydı
Aul kızılcık ağaçların arasına,
Irmağın yamaçlarına serpilmişti
Ve birbirinden ayrıydı her hanesi
Duman perdesinin gölgesi altinda..
Burada yaz günü, öğlen sıcağında,
Tüterken kızgın kayalardan buharlar
Çocuklar çimenlerde oyun oynarlar
Dinlenirdi yorgun babaları Çerkez;
Bu arada hanımı evde yalnız,
Bir köşede oturmuş işine,
Uzaklardaki yurdu üzerine
Bir şarkı tuttururdu hüzünlü:
Çerkez sevgili yurdunun göğünü
Bulutlarını düşlerdi hayallerinde!
Çayırlar daha güzel kokar o yerde,
Daha parlak olurdu gündüzü!
Sedef rengi çiyi daha bir taze;
Devler sık sık güle oynaya
Rengârenk kemerlerle orada
Köprü kurarlar bulutların üzerinde