Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Aslında iyi bir eğitim ve eğitim sisteminin düzeltilmesi üzerinde ısrarla duranlar Liberaller değil midir? Nitekim onların Liberalizmi, "yasal sınırlar içinde özgürlük" ilkeleri, disiplin olmaksızın nasıl gerçekleşebilir ki? Her ne kadar onlar disiplin yoluyla Tanrı korku­sunu yerleştirmeyi amaçlamıyorlarsa da, İnsan korkusu üzerinde daha ısrarla durmaktadırlar, yani insanların İnsan karşısında korku duymasını ve disiplin yoluyla "insanın hakiki misyonu"nu coşku­lu duygularla benimsemesini istemektedirler.
tanrısal bir ışık niteliğindeki sanatı, vaizler "günahkâr" taşkınlık, şehvet uyandırıcı diye, "paillardise", kötülük diye yasaklarlardı; bir Rembrandt, değirmenci çırağı olarak kalırdı, Molière de duvar kâğıtçısı ya da hizmetkâr. Rubens'in şaşaalı resimlerini ve belki kendisini de dehşet içinde yakarlar, Mozart'ın kutsal neşesine engel olur, Beethoven'ı mezmur besteciliğine mahkûm ederlerdi! Shelley'yi, Goethe'yi ve Keats'i sofu kardinaller meclisinin lütfuna ve iznine tabi olarak düşünmek mümkün olabilir miydi? Bir Kant, bir Nietzsche, "disiplin"in gölgesinde düşün dünyalarını inşa edebilirler miydi? Plastik yaratıcı ruhun cömertliği ve korkusuzluğu, asla Versailles'da ve Roma baroğundaki unutulmaz ihtişamı içinde taşa dökülemez, modada olsun, dansta olsun, rokokonun o zarif renk oyunlarına asla açılamazdı; Avrupa ruhu yaratıcı değişimler içinde açılıp genişlemek yerine teolojik safsatalar içinde körelir giderdi. Çünkü dünya, özgürlük ve neşeyle dolup yüreklenmezse, vezinsiz olur; yaratıcılıktan uzak düşer ....
Sayfa 216 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Neoliberal rejimde iktidar da olumlu bir biçim alır. Akıllı hale gelir. Disipline edici iktidarın aksine akıllı iktidar acı vermez. İktidar acıyla bağlantısını tümden koparmıştır. Hiçbir baskıya gerek duymaz. Tabiiyet, kendini optimize etme ve kendini gerçekleştirme şeklinde ortaya çıkar. Akıllı iktidar ayartıcı ve müsamahakar bir şekilde iş görür. Kendini özgürlük olarak gösterdiğinden baskıcı disiplin iktidarından daha görünmezdir. Gözetim de akıllı bir şekle bürünür. Sürekli olarak ihtiyaçlarımızı, dileklerimizi, tercihlerimizi bildirmemiz ve hayatımızı anlatmamız talep edilir. Tam iletişim, tam gözetim, pornografik soyunma ve panoptikon tarzı gözetleme bütünleşir. Özgürlük ve gözetim birbirinden ayırt edilemez hale gelir.
Şeffaflık insanı camlaştırır. Şiddeti de buradadır. Sınırsız özgürlük ve iletişim topyekûn kontrol ve gözetime dönüşüyor. Sosyal medya da giderek toplumsallığı disiplin altına alan ve sömüren dijital panoptikonlara benziyor daha çok.
_Rüya, gören olmadan da var olabilir. Rüya gören olmadan rüya mevcut olduğunda ise bu özgün gerçeklik gibi gelir. Siz yoksunuz ama kozmik bir akıl var. Brahma var. Bu yüzden bütün alemin Brahma'nın gördüğü bir rüya olduğunu söylerler. Bütün bu dünya bir rüyadır, bir mayadır. Ama bu her şeyin, tümün bir rüyasıdır. Kişisel bir rüya değildir.
Enformasyon toplumunda disiplin rejiminin sınırlayıcı or­tamları açık ağlara dönüşür. Enformasyon rejimi açısından şu topolojik ilkeler geçerlidir: Süreksizlikler, süreklilikler lehine ortadan kaldırılır. Kapatmaların yerini açılışlar alır. İzolasyon hücrelerinin yerini iletişim ağları alır. Görünürlük artık izolasyon aracılığıyla değil, aksine ağ yoluyla tamamen farklı bir şekilde oluşturulur. Dijital enformasyon teknoloji­si iletişimi gözetime dönüştürür. Ne kadar çok veri üretirsek, ne kadar yoğun iletişim kurarsak, gözetim o kadar verimli hale gelir. Bir gözetleme ve teslimiyet aygıtı olarak cep tele­fonu, özgürlük ve iletişimi sömürür. Bu arada enformasyon rejiminde insanlar gözetlendiklerini değil, özgür olduklarını hissederler. Paradoksal bir şekilde egemenliği güvence altına alan, tam da özgürlük duygusudur. Enformasyon rejiminin disiplin rejiminden kökten ayrıldığı yer burasıdır. Özgürlük ve gözetimin birleştiği momentte tahakküm kusursuz hale gelir.
Reklam
❝ İman
İnsanın Allah yolunda inanarak yaptığı, hayra sarf ettiği gayretlerle yapmış olduğu güzel işlerin Allah huzurunda bir mana ve değer katan yegâne amil imandır. Yani iman, Allah Aşkıdır. Aşkla Rabbine bağlanmaktır iman. Bağlı olduğun o zincirlerini kırmanın adıdır iman... Rahmana olan inancıyla kimseye köle olmadan, kendine pranga vurdurmayan bir duygudur iman. Sadece Allah Aşkıyla, iman edip inanan insanlara ne mutlu... O Aşk ki, bütün faaliyetlerini Allah için üstün bir gaye için yapar... O yüce Aşk içindeki insan; yaptığı her iş için hesap vereceğinin kaygısı ile düşünerek yaşar. İşlerini disiplin içinde en güzel şekilde ve candan yapar. Bütün işlerini Kur-an'ın üstün talimata uyarak Allah Rızası için yapar... ... Ona iman etmenin en öncelikli şartı da namaz kılmaktır .. Ama öyle ki; İman Aşkını insan, ancak kendi isteğiyle hürriyet, özgürlük ve serbestlik içinde yapar... İşte o zaman ilahi Aşk; gönlümüzde gerçekleşir ve kıymet kazanır... İman Aşkında esas mesele insanın azap ve korku ile karşı karşıya kalmadan gönülden Rahmana bağlanmasıdır... Böyle olmazsa bu Aşkın kıymeti kalmaz... O zaman inanan gönlünü Aşk değil de, korku kaplar... Sadece korku ile olan imanın, Allah katında hiçbir kıymeti yoktur... Öyle ki, önce insanın içinde Allah sevgisi demini almalı. Demini aldıktan sonra da Rahmanın huzuruna tertemiz bir şekilde çıkmalı...
Sayfa 160 - E-KitapKitabı okudu
Neoliberal rejimde iktidar da olumlu bir biçim alır. Akıllı hale gelir. Disipline edici iktidarın aksine akıllı iktidar acı vermez. İktidar acıyla bağlantısını tümden koparmıştır. Hiçbir baskıya gerek duymaz. Tabiiyet, kendini optimize etme ve kendini gerçekleştirme şeklinde ortaya çıkar. Akıllı iktidar ayartıcı ve müsamahakar bir şekilde iş görür. Kendini özgürlük olarak gösterdiğinden baskıcı disiplin iktidarından daha görünmezdir. Gözetim de akıllı bir şekle bürünür. Sürekli olarak ihtiyaçlarımızı, dileklerimizi, tercihlerimizi bildirmemiz ve hayatımızı anlatmamız talep edilir. Tam iletişim, tam gözetim, pornografik soyunma ve panoptikon tarzı gözetleme bütünleşir. Özgürlük ve gözetim birbirinden ayırt edilemez hale gelir.
Birlikte olmak ve yaşamak özgür bir seçimin sonucu olduğu zaman o ilişkiye canlılık ve disiplin gelir.
Sayfa 136Kitabı okudu
Kendini mutlu etmek adına sömüren insan
İktidarın yeni formülü "mutlu ol" dur. Mutluluğun olumluluğu acının olumsuzluğunu yerinden eder. Olumlu bir duygusal sermaye olarak mutluluk eksiksiz bir performans yetisi sağlamak durumundadır. Kendini motive ve optimize etme uğraşları neo-liberal mutluluk dispozitifini* oldukça verimli kılar, çünkü iktidarın fazladan bir çaba göstermesine gerek kalmaz. Bağımlı kişi bağımlılığının farkında bile değildir. Kendini özgür sanır. Hiçbir dış baskı olmaksızın kendini gerçekleştirmekte olduğu inancıyla kendini kendi isteğiyle sömürgeleştirir. Özgürlük baskılanmaz, sömürülür. "Özgür ol", "itaatkâr ol"dan daha yıkıcı bir zorlama yaratır. Neoliberal rejimde iktidar da olumlu bir biçim alır. Akıllı hale gelir. Disipline edici iktidarın aksine akıllı iktidar acı vermez. İktidar acıyla bağlantısını tümüden koparmıştır. Hiçbir baskıya gereksinim duymaz. Tabiiyet, kendini optimize etme ve kendini gerçekleştirme şeklinde ortaya çıkar. Akıllı iktidar ayartıcı ve müsamahakar bir şekilde iş görür. Kendini özgürlük olarak gösterdiğinden baskıcı disiplin iktidarından daha görünmezdir. Gözetim de akıllı bir şekle bürünür. Sürekli olarak ihtiyaçlarımızı, dileklerimizi, tercihlerimizi bildirmemizi ve hayatımızı anlatmamız talep edilir. Tam iletişim, tam gözetim, pornografik soyunma ve panoptikon tarzı gözetleme bütünlüşer. Özgürlük ve gözetim birbirinden ayrıt edilemez hale gelir.
Reklam
“Yaşamına kendini kontrol etme becerisi ve disiplin katman muazzam bir özgürlük duygusu da verecektir.”
Sayfa 177Kitabı okudu
Gerçekten önemli olan özgürlük, ilgi, farkındalık, disiplin ve çaba ister, başka insanlara içtenlikle ihtimam gösterme ve onlar için her gün, sayısız ufak tefek, sıkıcı yoldan, fedakarlık yapmayı gerektirir. David Foster Wallace
Şeffaflık insanı camlaştırır. Şiddeti de buradadır. Sınırsız özgürlük ve iletişim topyekun kontrol ve gözetime dönüşüyor. Sosyal medya da giderek toplumsallığı disiplin altına alan ve sömüren dijital panoptikonlara benziyor daha çok.
Sayfa 12
_Nevroz, farklı nevrotik eğilimlerin catışması sonucunda ortaya cıkar. Nevrotik eğilimler birbirlerini pekiştirip guclendirmekle kalmayıp, yeni catışmalar da yaratırlar. Nevroz, küçük evrenlerden oluşan bir büyük evren’dir. _Her nevrotik belirti, altta yatan bir catışmayı gösterir. Çatışma belirtileri: Tutarsızlık, yorgunluk ve hırsızlıktır.
Özgürlük sevgisi doğal olarak insanda o kadar güçlüdür ki, bir kere özgürlüğe alıştığında, artık her şeyi onun uğruna feda edecektir. Sırf bu sebepten talim-terbiyenin disiplin kısmı çok erken dönemlerde yerini almalıdır, çünkü bu yapılmadığı zaman, hayatta daha sonra kişiliği değiştirmek kolay olmayacaktır. Disiplinden yoksun (yani kendi kendini sınırlama becerisi gelişmemiş) insanlar gelip geçici her arzuyu, her hevesi takip etmeye yatkındırlar. Bunu vahşi kavimler arasında da görürüz, onlar her ne kadar bir müddet Avrupalılar gibi iş ya da vazifelerini yerine getirseler de, hiçbir zaman Avrupalılara, Avrupalıların ve tavırlarına alışamazlar. Onlardaki, Rousseau ve diğerlerinin tasavvur ettikleri gibi, soylu özgürlük duygusu değil, fakat bir tür barbarlık, deyiş yerinde ise hayvanlık, henüz gelişmemiş insani tabiattır. Dolayısıyla insanlar kendilerini erken yaşlarda aklın buyruklarına boyun eğmeye alıştırmalıdır. Çünkü bir insanın gençliğinde sınırsız engelsiz kendi iradesini takip etmesine izin verilirse, bütün hayatı boyunca belli bir kuralsızlık-kanunsuzluk onun yakasını bırakmayacaktır.
358 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.