Monarşinin son yıllarında aynı evde büyüyen, ama doğdukları andan itibaren kaderleri çizilen, birbirlerinden son derece farklı olan iki çocuğun hikayesi anlatılmaktadır bu kitapta. Zengin bir ağanın çocuğu olan Emir, evlerinde hizmetli olarak görev yapan hazara soyundan gelen Hasan. İki ayrı biçilmiş kaftan, iki ayrı karakter.
Emir başına buyruk, kendine olan özgüveni düşük, bencil ve kendinden başka birisini düşünmeyen bir çocuktur. Hasan ise bir hizmetlinin sadık olması gerektiği kadar sadık ve vefakar. Çocukları aynı yerde geçse de Hasan'ın hiç unutamayacağı bir çocukluk travması sonrası Emir onların evlerinden gitmesine sebep olur. Çünkü bu travmanın sebebi Emir'dir. Aradan çok geçmeden Emir ve babası da kaldıkları bölgeyi Afganistan'ın Kabil ilçesini terk etmek zorunda kalırlar, Emir yıllar sonra buraya geleceğini bilemeden.
İki çocukta yetişkin olmuşlardır ve Emir güzel bir mertebeye gelmiştir. Hasan'ın ise mutlu bir yuvası vardır fakat savaş onun ailesinin ortasına bir kara bulut gibi çöker ve oğlu Emir'in evlatlık çocuğu olarak hayatına devam eder.
"Emir tekrar Kabil'e nasıl gitmiştir? Çocuğu neden evlat edinmiştir? Hasan ile karşılaştılar mı?" gibi daha bir çok soruya kitabı okuduğunuz an cevap bulacaksınız. Kusursuz bir Türkçe ile anlatılan ve olay örgüsünün sizleri sanki o an da yaşıyormuş adına hafızanızda canlandıran bu kitabı kesinlikle okumalısınız. Keyifli okumalar diliyorum..