Cemal Süreya
Senin çelme taktığın yerden başlıyorum hayata. Varsın yara içinde kalsın dizlerim; yüreğim kadar acımaz nasıl olsa.
Şems-i Tebrizi
Düzenim bozulur,
Hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme.
AK KANATLI GÜVERCİNLERİN KANATLARINA TUTUNMUŞ UMUTLAR
(Bu yazı, hikâyenin içeriğine dair detaylar içerir.)
Cengiz Aytmatov’un Sultanmurat / Erken Gelen Turnalar adlı hikâyesi, Sultanmurat ismindeki on dört yaşlarında bir çocuğun gözünden anlatılır. Hikâyenin tümüne çocuğun naif, kırılgan, duyarlı bakış açısı hâkimdir.
Hikâyede, hâlihazır ile geçmiş birlikte ilerler. Hikâyenin girişinde, buz gibi bir
"Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. lazım olursa açar okursun. Olmazsa da olsun, bir zararı yok, burada dursun."
Birhan Keskin, fakir kene
"Sabahları kitap mürekkebinin kokusunu içime çekmeyi severim."
Olağanüstü Bir Gece
Stefan Zweig, Olağanüstü Bir Gece kitabında seçkin bir burjuva olarak rahat ve tasasız varoluşunu sürdürürken giderek duyarsızlaşan bir adamın hayatındaki dönüştürücü deneyimin hikâyesini anlatır. Aslında bu eseri okurken ise birçok insan kendisi anlatılıyormuş gibi hissediyor
Zweig'ın yeteneği ve kendisinden talep ettiği şey, karakterlerinin ve okurlarının yerine eşit ölçüde koymak, hayal edilen, özlenen şeyin gerçek deneyimine dair onların sezgilerini anlamaktı. Hayal gücünün düşündürücü bir dinamiğine, canlı, renkli bir hayal dünyasına ulaştı. Öykülerindeki karakterler, nadiren de olsa, birinin ya da diğerinin hitap edildiğini hissedebileceği ya da onlarla özdeşleşmek isteyebileceği belirli duyguları kişileştirir. Öykülerin dışsal koşulları, dilin yoğun gücüyle hayat buluyor; bireyin deneyimleri her zamana aktarılabiliyor:
* henüz bilmediği önsezi,
* ilk deneyim,
* rüya görme ve
* nihayet rüyadan çıkıp yeniden
* önseziyi düşleme