Cemal Süreya Senin çelme taktığın yerden başlıyorum hayata. Varsın yara içinde kalsın dizlerim; yüreğim kadar acımaz nasıl olsa. Şems-i Tebrizi Düzenim bozulur, Hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme.
Özlenen rüya belirmeye başlamıştı.
Sayfa 6
Reklam
"Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. lazım olursa açar okursun. Olmazsa da olsun, bir zararı yok, burada dursun." Birhan Keskin, fakir kene "Sabahları kitap mürekkebinin kokusunu içime çekmeyi severim."
Özlenen eski günler.
Neler oluyor hayatta Bir de şu rüya gerçek olsa olsa Sabah olup uyanınca, her şey yine aynı kalsa
Olağanüstü Bir Gece
Olağanüstü Bir Gece
Stefan Zweig, Olağanüstü Bir Gece kitabında seçkin bir burjuva olarak rahat ve tasasız varoluşunu sürdürürken giderek duyarsızlaşan bir adamın hayatındaki dönüştürücü deneyimin hikâyesini anlatır. Aslında bu eseri okurken ise birçok insan kendisi anlatılıyormuş gibi hissediyor Zweig'ın yeteneği ve kendisinden talep ettiği şey, karakterlerinin ve okurlarının yerine eşit ölçüde koymak, hayal edilen, özlenen şeyin gerçek deneyimine dair onların sezgilerini anlamaktı. Hayal gücünün düşündürücü bir dinamiğine, canlı, renkli bir hayal dünyasına ulaştı. Öykülerindeki karakterler, nadiren de olsa, birinin ya da diğerinin hitap edildiğini hissedebileceği ya da onlarla özdeşleşmek isteyebileceği belirli duyguları kişileştirir. Öykülerin dışsal koşulları, dilin yoğun gücüyle hayat buluyor; bireyin deneyimleri her zamana aktarılabiliyor: * henüz bilmediği önsezi, * ilk deneyim, * rüya görme ve * nihayet rüyadan çıkıp yeniden * önseziyi düşleme
Saçların alev gibi, gözlerin rüya gibi Güzelsin hayallerde, özlenen cennet gibi Ne kadar gizlesen de, ne kadar yok desen de Hayali dünkü gibi yaşıyor gözlerinde.
Reklam
Dokunduğun rüyalar bir pamuk yumuşaklığıyla seni oyalıyor, seninle oynuyordu. Bak şimdi ardına, tüten son dumanları ardından bir yanılsama denizinden dalgalarla sana veda ediyorlar. Harcandın Ahmet , sen de bu dünyada bir göz bakmaya ve kapatmaya can buldun, can verdin. Yolun uzunmuş diyenlere kanma, yolculuk soldukça özlenir, özlenen her şey güzeldir, içine acı ekse de. Unutma! Rüya ruhunu okşadıkça acı bedenini ovar; su ile tuz ile kan ile. Uyanma Ahmet, uyku güzeldir, bilincine çarpan bir kurşun tanesinin sızısını ansızın duymadıkça. Kalbin ağzında uyanır, bin yıldır uyumusçasına kaçmak istersin ama nereye gideceğini bilemezsin. Korkuyla ikinci kurşunu yiyeceğini bile bile uykuya teslim olursun. Her kurşun darbesi seni hissiz yapana kadar uyandırır, uyutur, defalarca kan ter içinde bilincini de yok ederek uyur uyanırsın.  Sabaha çok var Ahmet, dilini ısır,  acını göm, sesini bağır içine...
150 syf.
·
Puan vermedi
AK KANATLI GÜVERCİNLERİN KANATLARINA TUTUNMUŞ UMUTLAR
(Bu yazı, hikâyenin içeriğine dair detaylar içerir.) Cengiz Aytmatov’un Sultanmurat / Erken Gelen Turnalar adlı hikâyesi, Sultanmurat ismindeki on dört yaşlarında bir çocuğun gözünden anlatılır. Hikâyenin tümüne çocuğun naif, kırılgan, duyarlı bakış açısı hâkimdir. Hikâyede, hâlihazır ile geçmiş birlikte ilerler. Hikâyenin girişinde, buz gibi bir
Sultanmurat
SultanmuratCengiz Aytmatov · Ötüken Kitapları · 20174,650 okunma
Ben sükûnetime sonunda kavuştum tekrar; çünkü ruhsal durumumuzu, arzularımızı değiştirerek, bir rüya sayesinde zihnimize giren şey de, yavaş yavaş dağılır; kalıcılık ve süreklilik, hiçbir şeye bağışlanmamıştır, acıya bile. Zaten, aşk acısı çekenler, bazı hastalar için de söylendiği gibi, kendi kendilerinin hekimidirler. Tek teselli, ıstıraplarına sebep olan kişiden gelebileceği ve bu ıstırap o kişiden yayıldığı için, sonunda ilacı bu ıstırapta bulurlar. Bu ilacı, ıstırabın kendisi, belirli bir noktada kendilerine sunar; çünkü içlerinde evirip çevirdikçe, bu ıstırap, özlenen kişinin bir başka yanını gösterir onlara; bazen öyle iğrenç bir yanıdır ki bu, onu bir daha görmek bile istemezler, çünkü ondan hoşlanabilmek için, acı çektirmeleri gereklidir; bazen de öyle tatlı bir yanıdır ki, sevgiliye atfedilen hoşluktan onun adına şeref duyulur, bir umut ışığı çıkardır.
190 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Teknolojinin Sömürgesindeki İnsanlık: Yakın Geleceğin Mitosları
“Belki de bizlerin zaman anlayışı daha az zeki atalarımızdan devraldığımız ilkel bir zihinsel yapı.” -
J. G. Ballard
J. G. Ballard
Steven Spielberg yönetmenliğinde sinemaya da uyarlanan
Güneş İmparatorluğu
Güneş İmparatorluğu
’ndan sonra Türkiye’de yayımlanan 2. Ballard kitabı Yakın Geleceğin Mitosları’dır. İçerisinde 10 adet öykü barındıran kitap, Ballard’ın öykü derlemeleri arasında (diğeri için
Yakın Geleceğin Mitosları
Yakın Geleceğin MitoslarıJ. G. Ballard · Ayrıntı Yayınları · 199312 okunma
Reklam
"Armageddon; iyilerle kötüler arasında gerçekleşecek son savaş."
Bu arada, Vahiy Kitabı kanona bir yüzyıl sonrasına kadar eklenmemişti ve eklenmiş olması da utanç vericidir. Patmos adasında John isimli bir adam bir gece garip bir rüya görmüş ve bunu yazmış. Hepimiz rüya görürüz ve çoğu oldukça gariptir. Benimkiler neredeyse her zaman garip fakat oturup onları yazmıyorum ve kesinlikle diğer insanlara zorla okutulacak kadar ilginç olduklarını düşünmüyorum. Bu John'un rüyası çoğu rüyadan daha garipti (neredeyse uyuşturucu almış gibiydi). Sonradan muazzam derecede tesirli oldu ve bunun tek sebebi bir şekilde kendisini İncil'in kanonuna dahil etmiş olmasıydı. Geleceğin kehaneti olduğu düşünülür ve sıklıkla ABD'deki ateşli vaizlerce alıntılanır. Paul'ün Selaniklilere ilk mektuplarına ek olarak bu Vahiy Kitabı "Yükseliş" fikrinin ana ilham kaynağıdır. Aynı zamanda İsa'nın özlenen İkinci Gelişinin "Mahşer Savaşı" gerçekleşmeden yaşanmayacağı şeklindeki tehlikeli fikrin de kaynağıdır. Bu inanç ABD'deki bazı insanların Orta Doğu'da İsrail'in karışacağı bir topyekûn savaşın neden özleminde olduklarının da sebebidir. Bu savaşın "Mahşer" olacağını düşünürler.
Saçların alev gibi Gözlerin rüya gibi Güzelsin hayallerde özlenen cennet gibi Ne kadar gizlesem de ne kadar yok desem de Hayalin dünkü gibi yaşıyor gözlerimde H.B.
Dünyada bir tane İstanbul vardır. Ölümlü insanoğlunun imgeleminde yaşayan, geçmiş denilen, zaman denilen, hani tarih denilenin içinde, en ışıklı, en özlenen, en merak edilen, uzaklar sözcüğünün çağrışımları içinde, rüya denilen, tılsım denilen, arzu edilen ama erişilmesi çok zor diye düşünülen o 'şey'dir İstanbul.
Özlenen geçmiş günler ne size gelir ne de siz ona gidebilirsiniz; belki rüya âleminde.
Ölümlü insanoğlunun imgeleminde yaşayan, geçmiş denilen, zaman denilen, hani tarih denilenin içinde, en ışıklı, en özlenen, en merak edilen, uzaklar sözcüğünün çağrışımları içinde, rüya denilen, tılsım denilen, arzu edilen ama erişilmesi çok zor diye düşünülen o 'şeydir' İstanbul.
Sayfa 23 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
43 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.