Kitap üç hikayeden oluşuyor ve hikayelerin her birinde kendimden bir nebzede olsa bir şeyler sezebildim, olaylarda 'ben ne yapardım?' diye kendime sordum.
İlk hikayedeki İbrahim'in küçüklüğü başına gelen olaylar sonucunda kendi anne babasının tavırları, hayatının bir oraya bir buraya geçip giderken yaşadığı, yardımcı olduğu ufak tefek mutluluklar ve yıllar sonra kavuştuğu teyzesiyle arasında geçenler. Zaman iki taraftan da çok şey almıştı ve o geç kalmış bir özür maiyetinde bir çözüm bulmuştu bile.
Eski Ahbap ise kitabın en kısa öyküsü olup yaşı ilerlemiş bir adamın kendisini ölüme terk etmeyip yeniden hayata atılma girişimlerini göreceğiz ve burada hem en büyük yardımcısı hem de en büyük yanılgısını yaşatan arkadaşıyla yer alacak.
Üçüncü ve son hikayemizde hayatını çocukluğundan evlilik hayatına kadar cesaretsiz bir şekilde sürdürmüş karakterimiz var. Kimi yerde karakterle özleşip haklıdır demiş olsamda ilerleyen sayfalarda eşiyle arasında yaşananların artık dayanılmayacak noktaya gelmesiyle bu tavrının değişmesi gerektiğini düşündüm ve Reşat Nuri de karakterimizi cesaret ve olayları daha iyi değerlendirebilme yönündeki becerilerini geliştirip istediğim ve Celil beyin hak ettiği bir sonla bitirdi.
Üç hikayede de ana karakterlerimizin yoksulluk, çaresiz ve yalnız hissettiği vakitler oldu. Kitaptaki ana duygular böyle ilerlerken bile aralardaki ufak mutluluklar ve sonlarıyla kitabı okumanızı tavsiye ederim. Sürükleyici ve merakla kitabı bir çırpıda okumak mümkün.