"On küçük Zenci yemeğe gitti,
Birinin lokması boğazına tıkandı. Kaldı dokuz.
Dokuz küçük Zenci geç yattı,
Sabah biri uyanamadı. Kaldı sekiz.
Sekiz küçük Zenci Devon'u gezdi,
Biri geri dönemedi. Kaldı yedi.
Yedi küçük Zenci odun yardı,
Biri baltayı kendine vurdu. Kaldı altı.
Altı küçük Zenci bal aradı,
Birini arı soktu. Kaldı beş.
Beş küçük Zenci mahkemeye gitti,
Biri idama mahkûm oldu. Kaldı dört.
Dört küçük Zenci yüzmeye gitti,
Birini balık yuttu. Kaldı üç.
Üç küçük Zenci ormana gitti,
Birini ayı kaptı. Kaldı iki.
İki küçük Zenci güneşte oturdu,
Birini güneş çarptı. Kaldı bir Zenci.
Bir küçük Zenci yapayalnız kaldı.
Gidip kendini astı. Kimse kalmadı."
"...insanın böyle kolayca mutlu olabileceğine inanamıyorum! Mutluluk o büyülü adalarda kapılarını ejderhaların koruduğu saraylara benzer âdeta. Ona sahip olmak için mücadele etmek gerekir..."
"Hayat denen bir şey vardı. Paralı parasız insanlar yaşıyorlardı. Kızıyorlar, gülüyorlar, ağlıyorlar, alâkadar oluyorlar, seviyorlar, ıstırap çekiyorlar, fakat yaşıyorlardı."