Sanki bu ayrılık anında ses çıkarmak yasaklanmıştır. Sanki birileri onları gözetlemektedirler de, az sonra başlarına dikilip "Susun, ne ağlayıp duruyorsunuz" diyecektir. Aslında her biri ötekine ağladığını gösterip üzüntüsüne üzüntü katmak istemez.
Unutmayalım ki Allah ihmal etmez, imhal eder, yani süreyi uzatır. Unutmaz; tehir eder/ erteler; teğyir eder, daha iyisi ile değiştirir; tebdil eder, daha iyisini verir.
Dilden çıkan her kelimenin asıl mekanı yürek olmalıdır. Dilin söylediğini kalp onaylamalı, hatta dille ifade etmeden önce yürek o meramı ifade etmelidir.
Çünkü dua her şeyin başı idi. Değil mi ki dua, kulun kulluğunun farkına varışı, ibadet ettiği otoritenin de yüceliğini ve aşkınlığını itiraf edişiydi. Öyleyse işe duayla başlamalı ve işi duayla bitirmeliydi, aynen ilahi kelam gibi...