'Kendimi bildim bileli birbiri ardına kitap satın alıp duruyorum.İnşa edilen bir kütüphane, yaratılan bir hayat demektir. Yığılmış kitaplar toplamı değildir asla.'
İnsan, geçmişin facialarını unutunca sahiden yaşama sevinci duyabilecek mi? İnsan, geçirdiği felaketi unutsa bile onu hiç olmamış gibi kabul edebilecek mi?
Öylesine kötü bir eğitimin içinden çıkıp geliyoruz ki, eleştiri de, nasihat de asal anlamlarının dışına çekilmiştir: dedikodu ile sohbet, ahkam kesme ile nasihat, eleştiri ile kınama birbirinin yerine kullanılabiliyor.
Kendini eleştirme, aslında açık kafaların ve açık ruhların işidir. Kendini eleştirebilen kimse, kendinin başkalarınca eleştirilmesine de açık ve tahammüllü bir kafa yapısına ulaştığını kanıtlamış olur.