Böylece, hükümet telâşa düştü ve olaylar, biraz tesadüfle­rin, fakat daha çok, Mustafa Kemal’le arkadaşlarının (özellikle Ali Fuat Paşa ve babası İsmail Fazıl Paşa) hesaplı hazırlıklarıyle nihayet, onun bu bölgeye III. Ordu Müfettişi olarak ve bizzat padişah ve Ferit Paşa tarafından gönderilmesi imkânını sağladı.
Sayfa 399
Çünkü, en şerefli en mutlu gün
Bugün yirmi üç Nisan, Hep neşeyle doluyor insan. İşte, bugün bir meclis kuruldu, Sonra hemen padişah kovuldu. Bugün yirmi üç Nisan, Hep neşeyle doluyor insan. . Daha Nice 100 yıllara ❤🤍 🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷
Reklam
4 mart 1919’da padişah, Ferit Paşayı sadrazam yaptı. Ferit Paşanın sadrazamlığı ve padişahın bu kararı ile, hem padişaha, hem sadrazama, hem de «uygun ve iyi bir kabineye» yönelen son ümitler de çöktü.
Sayfa 390
Dördüncü Bürhan (Dördüncü delil,hüccet)
Ey muannid arkadaş! Gel, sana daha acibini göstereceğim. Bak, bu memlekette bütün bu işler, bu şeyler değişti, değişiyor, bir halette durmuyor. Dikkat et ki bu gördüğümüz camid cisimler, hissiz kutular birer hâkim-i mutlak suretini aldılar. Âdeta her bir şey, bütün eşyaya hükmediyor. İşte bu yanımızdaki bu makineye bak, güya emrediyor. İşte onun tezyinatına ve işlemesine lâzım levazımat ve maddeler, uzak yerlerden koşup geliyorlar. İşte oraya bak, o şuursuz cisim güya bir işaret ediyor, en büyük bir cismi kendine hizmetkâr ediyor, kendi işlerinde çalıştırıyor. Daha başka şeyleri bunlara kıyas et. Âdeta her bir şey, bütün bu âlemdeki hilkatleri musahhar ediyor. Eğer o gizli zatı kabul etmezsen bütün bu memleketteki taşında, toprağında, hayvanında, insana benzer mahluklarda; o zatın bütün hünerlerini, sanatlarını, kemalâtlarını, birer birer (o şeylere) vereceksin. İşte aklın uzak gördüğü bir tek mu'ciz-nüma zatın bedeline, milyarlar onun gibi mu'ciz-nüma hem birbirine zıt hem birbirine misil hem birbiri içinde bulunsun; bu intizam bozulmasın, ortalığı karıştırmasınlar. Halbuki bu koca memlekette iki parmak karışsa karıştırır. Çünkü bir köyde iki müdür, bir şehirde iki vali, bir memlekette iki padişah bulunsa karıştırır. Nerede kaldı, hadsiz hâkim-i mutlak beraber bulunsun!
Padişah onun maksada yönelen sözlerini ustalık­la keser. Olmadık bahislere dalar ve daima kendini düşünür. Hatta ondan, kendi emniyeti için teminat ister: — Ordunun kumandan ve zabıtanı, eminim seni çok severler. Bana teminat verir misin ki, onlardan bana bir fenalık gelmeyecektir?
Sayfa 347
Sözde İtibar Tapınakları Saraylar
Saray zihniyeti insanlık tarihinin her döneminde toplumsal çürümenin kaynağı olmuştur. Saray sömürgeci zihniyetlerin kültürüne ait bir dayatma aracıdır. Türk kültüründe Osmanlı imparatorluğu dışında saray yoktur. Sarayların içinde oturanların niteliği, çapı ve kapasitesi düştükçe oturulan sarayların büyüklüğü aynı paralelde artar. Ülkeye ve topluma hizmet amacıyla seçilenlerin o toplumun verdiği yetki ve olanaklar ile hizmet ederken tutunduğu tavır ve rul hali bütün toplumu olumlu ya da olumsuz etkiler. Saraylar genelde toplumdan gizli niyeti olan zihniyetleri iş başında tutan itibar tapınaklarıdır. Osmanlı imparatorluğu sultan Abdülhamid döneminde küresel tefecilerden savaş için aldığı borçlar ile yoğun bir saray yapma girişimi içinde devletin sonunu getirecek bir padişah olarak tarihe geçti. Vahdettin ise İngilizlere teslim olmak dışında hiçbir varlığı yoktu. Saray ile kendine hizmet edilmesini tercih edenlere ulusal egemenlik bilincinin yükseldiği bu günlerde tarihi gerçekler ile bazı hatırlatmalar yapma ihtiyacı duydum. Önder Karaçay
Reklam
1,000 öğeden 10k ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.