Osmanlı hanedanı, islamı, gazayı bir devlet ideolojisi olarak benimsemiştir. Osmanlı Devleti'nin bir gaziler devleti olduğu tarihi bir hakikattir. Bütün Osmanlı sultanları, en sonuncusuna kadar, kendi unvanları arasında Gazi, Mücahit unvanına önem verirler. Bugün nasıl ABD demokrasi ideolojisiyle bir emperyalizm peşindeyse, Osmanlı da en ileri gaza temsilciliğini, siyasi üstünlük ideolojisi olarak benimsemiştir. Osmanlı Devleti aslında kelimenin tam manasıyla şeriatçı bir İslam devleti değildi. Sultanların daima şeriatın destekleyicisi, İslam'ın koruyucusu olduğu iddiası doğrudur. Ama Osmanlı'da şeriat kanunları yanında devlet kanunları, sultani kanunnâmeler de yürürlükteydi. Fatih'in kanunnâmeleri (ceza kanunnâmesi dışında) sultanın iradesine dayanan devlet kanunlarıdır.
II. Abdülhamid zamanında İngiliz emperyalizmine karşı padişahın Pan-İslamizm siyasetini benimsediği biliniyor. Îngilizlere karşı, Hindistan'da, Orta Asya'da, Afrika'da İslam'ı yaymak için hilafet politikasına öncelik verilmiştir. Yani siyasi amaç gözardı edilemez