Daha yeşerirken daha yeşermeden ama yeşerirken kopartılan çiçekten, mesela orkide, mesela gül, mesela papatya, bunlar gibi bir çiçekten, daha yeşerirken kopartılan,
Çok kan akar mı?
Kendine Bir İyilik Yap...
Arada bir hayatında değişiklik yap; meselâ gökyüzüne bak hiç yoktan.
Sırf yağmurda ıslanmak için uzun yürüyüşler düzenle yalnız başına.
Otlarla, böceklerle konuşmayı dene;
soru sor onlara, anlamış gibi yap cevaplarını, hatta gülümse hafiften... :)
Şehrin gürültüsünden, kalabalığından kaç.
Uzaklara git; bolca gökyüzü, papatya ve alabildiğince manzarası olan...
Bir de teheccüd vakitleri kat bu değişikliklere.
Meselâ gecenin üçte birinden sonra uyan.
Kimseler görmüyor, duymuyor, bilmiyor seni. Abdest al en sağlamından.
Çok değil iki rekât namaz kıl.
Selam verdikten sonra hiç kalkma seccâdenden, otur öylece.
Yavaşça ellerini kaldır yukarı ve duyabileceğin bir sesle seslen;
"Ben geldim Rabbim, hani şu Kulluğunun abdesti bozulan..." :'(
İşte değişik bir şeyler yap; çağın alabildiğince bozulmuşluğuna inat.
Hiç tanımadığın Ümmete, kardeşlerine "bizi" diye duâ et bir de... :)
Kendine bir iyilik yap; yüreğin sana geri gelsin...
Mehmet Deveci
Insanlar bircok seyi ister elbetde sonucta insan diyoruz hata yapar ayni hatayi defalarca kez tekrarlar ama insanlarda anlayamadigim bircok sey var gercekten mesela neden bir papatyaya su veririz ama onun yanında ise bir ot vardır ne gerek vardır dersin vermezsin suyu halbuki o ölecektir ve acı olanı ise eğer ölmeden önce su verseydin sana o ot bir çicek verecekti ama sen görünüşlerine baktın ve sorarım sana bir papatya ile 4 mevsim geçirebilecekmisnin ? Bak gördünmü yine haklıyım hep böyle bilirmisin hep ben haklı çıkarım çünki o ot benim herşeye şahit oldum ve herşeyi biliyorum sen onu sulamaya devam et ben herşeyi bildiğim gibi sonumuda biliyorum. Ha bide bilgi önemli mesela ben bugün bir şey öğrendim kuşlar... öleceğini sezip ıssız yerlere giderlermiş hem bizim bu menfaatçi ve fani Dünyamıza ölü bedenlerini göz önünde bulundurmuyolar ne güzel düşünce değilmi işte, işte bende tüm insanlıktan bir kuşun ölüm sezdiği gibi kaçmak istiyorum.
"Küçük şeylerle mutlu olmayı öğrettiler bize.
Ne her gördüğümüzü isterdik,
ne de her istediğimiz olurdu.
Ama öyle bunalımlara girip çıkmazdık.
Ertesi gün unuturduk.
Bir giydiğini bir daha giymemek,
önüne konan yemeği beğenmemek ne haddimize.
Bunları sorgulayacak kadar zengin değildik.
Hani bir kıyafetin miras gibi büyükten
küçük kardeşe
Küçük şeylerle mutlu olmayı öğrettiler bize.
Ne her gördüğümüzü isterdik,
ne de her istediğimiz olurdu.
Ama öyle bunalımlara girip çıkmazdık.
Ertesi gün unuturduk.
Bir giydiğini bir daha giymemek,
önüne konan yemeği beğenmemek ne haddimize.
Bunları sorgulayacak kadar zengin değildik.
Hani bir kıyafetin miras gibi büyükten
küçük kardeşe
bir gün seni yazmaktan vazgeçtiğimde anlayacaksın, gerçek vazgeçilmişlik ne demek
gerçekten terk edilmek nasıl bir his, nasıl yitirilir onca emek
işin kötü yanıysa seni yazmaktan vazgeçebileceğimi sanmıyorum
başkasını yazabilirim belki ileride
çünkü elbet hayatıma başkası da girecek.
ama başkasını yazdığım günün gecesine seni ağlayarak