Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ve artık sen yoksun diye
Ve artık sen yoksun diye Kırlangıçlar uğramaz oldu memleketime Papatyalar açmaz oldu dağlarımda Gelincik çiçekleri boyun büktü Yağmursuz kaldı kara toprak Göç eder oldu leylekler Uzak dağlardaki ışıklar sündü tek tek Yıldızlar daha çok peraklaştı Ay dolunaya dündü hergün Ve artık sen yoksun diye... recep_y21
Yalnızlıktan bahsetmiyorum. Yalnız olmak ile tek başına olmak çok farklı şeyler. Tek başına olmak bir seçim, yalnızlık ise bir zorunluluk. Peki niye tek başına olmak? Dünya artık kötü, insanlar kendi ruhları gibi onu da kirlettiler. İçlerindeki acımasızlık, kibir, önyargı, nefret, şiddet dünyayı ele geçirdi. Şimdi güvendiğin sevdiğin birinin ertesi gün de yanında olacağından, arkandan bir iş çevirmeyeceğinden, sana bir kötülük yapmayacağından emin olamıyorsun. Bu yüzden insanların içinde olmaktansa tek başınalığı tercih ederim. Balkonda okuduğum kitabın, kahve kokusunun, papatyaların, denizin, gökyüzün, yıldızların arkadaşlığına sığınıyorum. Kitaplarım beni asla yarı yolda bırakmaz, papatyalar kalbimi kırmaz, deniz kendini üstün görmez, gökyüzü bir kalıba sokmaya çalışmaz, yıldızlar yalan söylemez. Aksine ben ne zaman istersem benimledirler ve beni bıkmadan usanmadan dinlerler..
Reklam
Ve gece olur Karanlık çöker odama Ben yine pencerenin kenarında Gözlerim gökyüzünde, yıldızlar da Beyaz ay ışığında senin çehreni arıyorum Hani olmaz ya, olsa ne güzel olur ama Sen usulca çalsan kapımızı Yaramaz bir kız çocuğu gibi Ben geldim desen mesela Ben geldim bak, Ceplerim de sarı papatyalar, elimde ilk bahar Gözlerimde bir yaz mevsimi Yüreğimde sen 💫🖤 @mehmetbk17
Yalan yalanı kovalar. İşte (Aslan)lar, (Boğa)lar. Derken (Başaklar)lar, (Kova)lar, (İkiz)ler yalan söylüyor! Burda papatyalar, orda Yıldızlar yalan söylüyor!
Sayfa 134 - ÖTÜKENKitabı okudu
Seni temin ederim, tek düşündüğüm papatyalar, kuyruklu yıldızlar ve bu korkunç dünyaya biraz neşe katmak.
Sayfa 180
Kimileri falın ille de kahve ya da iskambil kağıtları gibi akışkan malzemelerden bakılması gerektiğini sanıyor. Saçma. İnsanlar falcılara giderler, çünkü kandırılmak isterler. Böyle biri karşısında ikna edici olmaya gayret etmek boşunadır. Fazla inandırıcılık, işin tadını kaçırabilir. Fal için papatyalar, ellerdeki çizgiler, hububat, yıldızlar... kullanılacağı gibi; buzdolabındaki yiyecekler, balkondaki çamaşırlar, raflardaki tabak çanak, gardıroptaki giysilerden filan da yararlanılabilir. Talep edilen yalanın, iştirak edilen hilenin ve rağbet edilen sahteliğin kaynağında siz varsanız; yiyeceklere tükürmediğiniz, çamaşırları kirletmediğiniz, tabakları kırmadığınız, giysileri yırtmadığınız sürece problem çıkmaz.
Sayfa 203 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bugün yokluğunun yükünü sırtladığım günün ilk yıldönümü... gittikce büyüyen, biriken hasretini, mevsimsiz Çorak bir araziye salsam; yemyeşil baharlar, güller, papatyalar açar. cıvıl cıvıl kuşlar, renk renk börtü böcekleri dolar. gökyüzü bile; güneşli yağmurlarını döker gökkuşağı eşliğinde kara toprak gibi, sâde sevdamın hatrına kimbilir... Bu gece cıkarmısın balkona sana gökyüzünden yıldızlar ısmarladım  dolunay eşliğinde. Doyasıya bak...  kayan yıldızın arkasından dilek tutma, ışık saçan kuyruğunun güzelliğine dal bu sefer. Bu gece beni düşün, bizi düşün bu gece sadece. Ve AHMET KAYA dan O şarkıyı aç;                    "Söyle Ben Nerdeyim Sen Nerde..." Recep FİLİK
tozlu, raflar ve satırlar tane tane, yağmur damlaları ve papatyalar ışıl ışıl, yıldızlar ve sen nazik nazik, taşlar ve dalgalar
Şimdi belki de benim bilyelerden fal bakma fikrimi küçümsüyorsunuz. Size bir şey söyleyeyim mi okurcuğum, oyuncak arabalardan fal baksam bile hiçbir şey değişmezdi. Kimileri falın ille de kahve ya da iskambil kağıtları gibi akışkan malzemelerden bakılması gerektiğini sanıyor. Saçma. İnsanlar falcılara giderler çünkü kandırılmak isterler. Böyle biri karşısında ikna edici olmaya gayret etmek boşunadır. Fazla inandırıcılık işin tadını kaçırabilir. Fal için papatyalar, ellerdeki çizgiler, hububat, yıldızlar... kullanılabileceği gibi: buzdolabındaki yiyecekler, balkondaki çamaşırlar, raflardaki tabak çanak, gardıroptaki giysilerden filan da yararlanıbilir. Talep edilen yalanın, iştirak edilen hilenin ve rağbet edilen sahteliğin kaynağında siz varsanız; yiyeceklere tükürmediğiniz, çamaşırları kirletmediğiniz, tabakları kırmadığınız, giysileri yırtmadığınız sürece problem çıkmaz.
Sayfa 230 - Alfa Roman
Gece Manşeti
Bu gece Gökkuşağı gördü gözlerim Mavisi ruhumdan rol çalan Beyazı ay tenine  ait olan Bu gece bir Anka süzüldü pencereme Külleri aşkının körlüğünü taşıyan Ruhumda papatyalar açtıran Her papatyaya bir kelebek konduran Bu gece bir koku yayıldı bedenime Binbir çeşit nektariden köken alan  Adı sende tınısı bende Öyle bir melodi ki
Reklam
PAPATYALARA ATFEN
umut dolu yapraklar dökülüyor. düşler birbir yeniden filizleniyor. yağmurla dans eden saçların kokuyor. rüzgar şaha kalkmış ciğerleri istila ediyor. mavi gök yüzünde; umarsızca kuşlar uçuyor. yıldızlar intihar ederken; dilek değil seni tutuyor. ve ne zaman isyana kalkışsa yürek, isminle başlayan dualara sığınıyor. tut elleri kaldır semaya bulutların kalbini sök al damla damla değil, oluk oluk mürekkep aksın çünkü bu şiirin temasında; sen varsın güldüğünde güller değil, papatyalar açsın....
Güzel bir düşün içinden geçtin az evvel sen varmışsın ben varmışım masada iki demli çay ekmek almaya çıktığında getirdiğin taze papatyalar papatyaların yanında bir kitap kitapta umut yüklü bir şiir
insanlar falcılara giderler, çünkü kandırılmak isterler. Böyle biri karşısında ikna edici olmaya gayret etmek boşunadır. Fazla inandırıcılık, işin tadını kaçırabilir. Fal için papatyalar, eldeki çizgiler, hububat, yıldızlar... kullanılabileceği gibi buzdolabındaki yiyecekler, balkondaki çamaşırlar, raftaki tabak çanak, gardroptaki giysilerden filan da yararlanılabilir. Talep edilen yalanın, iştirak edilen hilenin ve rağbet edilen sahteliğin kaynağında siz varsınız; yiyeceklere tükürmediğiniz, çamaşırları kirli etmediğiniz, tabakları kırmadığınız, giysileri yırtmadığınız sürece problem çıkmaz.
Sayfa 203 - İletişim/ Falcı, müşterisinin göremediği bir şeyi görebilen kişidir: Onun bir budala olduğunu.(Ambrose Gwinnett Bierce)Kitabı okudu
İnsanlar falcılara giderler, çünkü kandırılmak isterler. Böyle biri karşısında ikna edici olmaya gayret etmek boşunadır. Fazla inandırıcılık, işin tadını kaçırabilir. Fal için papatyalar, ellerdeki çizgiler, hububat, yıldızlar... kullanılabileceği gibi; buzdolabındaki yiyecekler, balkondaki çamaşır-lar, raflardaki tabak çanak, gardıroptaki giysilerden filan da yararlanılabilir. Talep edilen yalanın, iştirak edilen hilenin ve rağbet edilen sahteliğin kaynağında siz varsanız; yiyeceklere tükürmediğiniz, çamaşırları kirletmediğiniz, tabak-ları kırmadığınız, giysileri yırtmadığınız sürece problem çıkmaz.
287 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.