_İnsan nasıl canını kurtarmak için kaçarsa bir ayıdan, ben de öyle kaçıyorum karım olduğunu iddia eden o karıdan. Ben artık kendimin değilim. Ben bir eşeğim. Bir kadının kocasıyım. Üstümde hak iddia eden kadına aitim. Siz nasıl atınız üstünde hak iddia ediyorsanız o da benim üstümde öyle. Bir hayvana sahip çıkar gibi istiyor beni. Hani beni bir
Usta ressam şefkatli gözlerle oğluna baktı. Sonra bir cam parçasını
kaldırıp yüzüne doğru tuttu.
"Söyle oğlum, ne görüyorsun?" diye sordu.
"Eh" dedi oğlu, "Tabii ki camın ardından senin yüzünü görüyorum".
Yaşlı ressam bir fırçayı gümüş boyasının olduğu kaba daldırdı ve
camın arka yüzünü dikkatle boyadı. Sonra gümüş boyasıyla boyanmış camı oğlunun yüzüne doğru kaldırdı. "Şimdi ne görüyorsun?"
"Şey, cam şimdi ayna oldu. Sadece kendi yüzümün yansımasını
görüyorum" diye cevap verdi oğlu.
"İşte sorun bu oğlum. Para ve gümüş insanların gördüğü şeyi değiştirir. Para olunca insanın tek gördüğü kendisidir!"
Bu kitabı da okuyarak Puşkin maratonunu tamamlamış bulunmaktayım. Puşkin'i bu kitapla tanımıştım ve dönüp dolaşıp bu kitaba geri döndüm. Aslında ne kadar incelemeyi ve not tutmayı sevsem de kısa eserler daima ilgimi daha çok çekmiştir, çünkü dikkat dağınıklığı ile uğraşıyorum ve bir süre sonra 700-800 sayfalık eserlerdeki olayları karıştırır hale