Üzerinde ”EN GÜZELE” yazılı, altından bir elmayı, şölenin yapıldığı salonun ortasına bırakıverdi. Doğal olarak bütün tanrıçalar, bu elmaya sahip olmak istediklerinden uzun tartışmalar oldu. Sonunda üç büyük tanrıça dışında diğerleri çekildiler. Ama kudret tanrıçası Hera, zekâ tanrıçası Palas Athena ve Aşk tanrıçası Afrodit elmaya sahip olmakta
Dayım Albay Yegor İlyiç Rostanev emekliye ayrıldıktan sonra,
kendisine miras kalan Stepançikovo Köyü’ne yerleşmiş,
orada, ömrünü malikânesinde geçirmiş atadan
bir toprak sahibi gibi yaşamaya başlamıştı.
Kesinlikle her şeyi hoşnutlukla karşılayan,
her şeye alışıveren insanlar vardır.
Emekli albay da bunlardandı.
Ondan daha uysal, her
Nigâr Hacızade
Belaruslu gazeteci-yazar Svetlana Aleksiyeviç, savaşı, şahidin anlatma yükümlülüğünü, edebiyatını, ömrü boyunca yanı başında olan sesleri anlatıyor.
Kaybedilmiş Bir Savaş Üzerine: Svetlana Aleksiyeviç’in Nobel Edebiyat Ödülü
Nobel Edebiyat Ödülü’nün bu yılki sahibi Belaruslu yazar Svetlana Aleksiyeviç, 7 Aralık’ta ödül
Wertheimer bu paradan hep utanan biri olurken, ben paradan asla utanmadım, diye düşündüm, çünkü insanın içine doğduğu paradan utanması en büyük delilik olurdu, hiç değilse benim görüşüme göre, sapıklık olurdu, o da değilse iğrenç bir sahtekarlık olurdu, diye düşündüm. Nereye bakarsak bakalım, insanlar kendilerinde olan ve başkalarında olmayan paradan utandıklarını durmadan söylediklerinde sahtekârlık yapıyorlar, oysa aslında kimisinde para olması, kimisinde de olmaması ve bazen birisinin parasının olmaması ve ötekinin olması ve de tersi eşyanın doğası gereğidir, bu durum hiç değişmeyecek, parası olanların da bunda bir suçu yok, olmayanların da vesaire vesaire, diye düşündüm, bu durum ne birileri ne ötekiler tarafından anlaşılmayacak, çünkü sonuç olarak gerçekten de yalnızca sahtekârlığı biliyorlar ve başka da bir şey bildikleri yok.
“Mizah anlayışı, insanın ilahi tek özelliğidir.”
-Arthur Schopenhauer
“Keyifler değildir yaşamı değerli yapan. Yaşamdır, keyif almayı değerli kılan. ”
-George Bernard Shaw
İnsanın çok yönlü bir hayvan olduğunu dile getirerek başlayayım. Bu çok yönlülük neredeyse içinde barındığı her unsurla daha fazla dallanabiliyor. Örneğin bir ailenin üç
Esenlikler dilerim öncelikle. :)
Eveett, güzel dizeleri sindirip geldim. Hatta sindiremeden geldim diyeyim. Çünkü bir şiiri elli kere okusam elli birinci okuyuşumda onda daha önce keşfetmediğim bir şeyler keşfederim.
Yılların birikimi olan dizeleri birkaç günde hatta birkaç saatte okuyup bitiriyoruz. Yıllar önce kim bilir hangi duygularla
İlyada kelime anlamı olarak “İlyon’a Şiirler” manasını taşımaktadır. Dönemin İlyon’u ise günümüz Troya bölgesidir. Yani ismini tamamen bulunduğu bölgeden almıştır. Eser bize Troya Savaşı’nın sadece son 51 gününü 15600 dize ile anlatmaktadır. Tek bir ustanın eseri midir? Yoksa Homeros mu kaleme aldı? Homeros var mı? Yok mu? Gibi soruları bir kenara