Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
112 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
"Uyuyan Adam" Georges Perec'in edebi kariyerinde öne çıkan deneysel bir yapıt olarak dikkat çeker. Perec'in dil üzerine olan hakimiyeti ve metinsel yenilikleri bu eserde de göze çarpar. Kitap, günlük hayatın sıradanlığını ve tekdüzeliğini detaylı bir şekilde incelerken, okuyucuya bu rutinlerin altında yatan zengin ve karmaşık yapıları göstermeyi amaçlar. Yazarın zengin dil kullanımı ve karakterlerin iç dünyasını detaylandırmadaki ustalığı, eserin en güçlü yanlarından biridir. Ancak, Perec'in bu deneysel ve yapısal oyunları her okuyucu için cazip olmayabilir. Eserin parça parça yapısı, tekrarlar ve metnin sürekli dönüşümü, bazı okuyucular için zorlayıcı ve yorucu olabilir. Bu yaklaşım, özellikle metin üzerine derinlemesine düşünmeyi gerektirdiğinden, hızlı bir okuma deneyimi arayanlar için uygun olmayabilir. Ayrıca, romanın bazen aşırı detaylandırması, ana hikayenin akıcılığını kesintiye uğratabilir ve okuyucunun dikkatini dağıtabilir. Buna rağmen, "Uyuyan Adam" Georges Perec'in dil ve anlatı üzerine kurulu denemelerini takdir edenler için değerli bir eserdir. Yazarın dilin sınırlarını zorlama ve okurun algısını değiştirme çabaları, modern edebiyatın ne kadar yenilikçi ve sınır tanımayan bir alan olabileceğini gösterir. Kitap, Perec'in edebiyatı yeni bir boyuta taşıma arzusunu yansıtan bir yapıt olarak, onun eserleri arasında özel bir yer tutar. Okuyuculara zihinsel bir meydan okuma sunan ve üzerine uzun süre düşünmelerini sağlayan bu kitap, edebiyatın sadece anlatılmakla kalmayıp aynı zamanda yaşanabileceğini kanıtlar niteliktedir.
Georges Perec
Georges Perec
Uyuyan Adam
Uyuyan AdamGeorges Perec · Metis Yayınları · 20134,109 okunma
Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydım Dokunduğun küçük bir nakiş da ben olsaydım Sana sırılsıklam bir bakiş da ben olsaydım Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım Bahira'dan süzülen bir yaş da ben olsaydım Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım Senin için görülen bir düş de ben olsaydım Yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım Senin visalinle bir gülmüş de ben olsaydım Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım Batılı yıkmak için kuşandığın kılıcın Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım....
Reklam
yıkık köprülerde kalan sesim şimdi serin rüzgârlarda bir parça bezdir hangi yana dönsem her parçam kimin sor şimdi: kül kimde, derin kimdedir anlamak için yetmiyor yeni hâfıza
Her tümevarım küçük parçalardan ibarettir. Her parça bir bütün, her bütün paramparça...
“Ne garip bir oyuncak şu insan! Yürür, konuşur ve acı çeker. 70 kilodur. Kendisine ve çevresine ait hiçbir şey bilmez. Bir nevi ıstırap makinesi. İplerini başkaları çeker. Hantal ve şapsal bir robot. Neye sevinir bilinmez. Sınırsız olan yalnız hayalleri ve acı kabiliyeti. Etten bir kaſes ve aciz içinde çırpınan bir ruh. Vücut araba, akıl arabacı. Ama gözleri bağlı arabacının, arabaya hükmeden atlar... Bu da haklı: Var olmak için yok olmak lazım, parça bütüne kavuşacak ki hasret dinsin. Bütün musiki, bütün şiir, bütün aşk, bu bir çuval kemik, bu asi ten, bu aptalca endişeler ne olacak? Ne olacağını bilen var mı? Kader hep oynayamayacağı roller yükler insana ve ıslıklar. Alkış sahtekârların...”
Cemil Meriç
Cemil Meriç
Reklam
"Bazı insanlar nedenini bilmesek de bizi diğerlerinden daha fazla ilgilendirir, çünkü içlerinde kendimizde eksikliğini duyduğumuz şeyden bir parça taşırlar." Anima, Wajdi Mouawad
"İnsan her gün bir parça müzik dinlemeli, iyi bir şiir okumalı, güzel bir tablo görmeli ve mümkünse birkaç mantıklı cümle söylemeli." Goethe
Çok büyük şeyler, sadece büyük savaşlarla olmazdı. Bazen parça parça küçülerek yok olurlardı.
Sayfa 321Kitabı okudu
Para konusundaki ince ayarlamalar, genelde halka bir parça girmesi üstüne kuruludur.
Sayfa 144Kitabı okudu
Reklam
Kalabalıklar Hatıra Biriktirmez
Hudutları belirsiz, tanımsız bir ahaliyiz artık. Hangi yöne gitse kaybolan, hangi çenginin etrafında toplansa avuçları alkıştan patlayan şaşkın bir ahali. Gözlerimiz hırstan kan çanağı, ellerimiz kılıçsız, ellerimiz pudralara aşina. Yani biz Yunus’u anarken derviş, Hallac’ı anarken zalimiz; vurduğumuz serçelere suç buluyoruz. İçlerimiz darmadağın.
.... Halka ‘şükredin’ diyen Diyanet, Elazığ Harput Dini İhtisas Merkezi’ndeki “aday din görevlilerine” 210 günlük yemek hizmeti için 13 Milyon TL ödeyecek: Haftanın 4 gününde biftek, bonfile, et haşlama, et kızartma, rosto, tavuk, ciğer, kebap türleri, rosto, kuru köfte, İzmir köfte, kadınbudu köfte, dalyan köfte, iskender kebap vb. gibi etin hakim olduğu yemekler ana yemek olarak verilecek. Haftanın üç gününde de mevsime göre taze sebzeler, kuru sebze yemekleri parça etli konserve ya da taze sebze yemekleri, bezelye, patlıcan musakka, etli dolma ve sarmalar vb. (bu yemeklerde de yeterli oranda et veya kıyma kullanılacaktır) verilecek. Garnitürler yemek çeşidi sayılmayacaktır. Dana eti; 1,5-2 yaş arasındaki danalardan elde edilmiş olacak. Yemek üretiminde kullanılacak kuru gıdalar, yeni sene mahsul ve piyasanın en iyisi ve lezzetli ürümleri olacak. Makarna ve böreklerde beyaz peynir veya kaşar kullanılacak.
Bir Ayrılış Hikayesi Erkek kadına dedi ki: - Seni seviyorum, ama nasıl? avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp parmaklarımı kanatarak kırasıya, çıldırasıya...
“İnsanın evinde bir parça gidince, ev sessizliğe bürünürmüş”
Geride bıraktığım rüyalar Reddettiğim düşünceler Sonunda bir parça akıl kırıntısı buldum
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.