Doğumla ölüm arasındaki yolu, hayat üzerinden dolaşmadan geçebilirdi, hem böylece gerek dünyayı, gerek kendisini bir sürü uğursuzluktan korumuş olurdu.
Bugüne kadar hep,büzülüp uzaklaşması gereken şeyin genel olarak dünya olduğunu sanmıştım. Oysa dünya değildi,insanlardı. Öyle görünüyordu ki dünyada, insanları boşalmış bir dünyada pekala yaşanabilirdi.
"Bu koku ona o zaman özgürlük vaat etmişti. Başka bir hayat vaat etmişti. O sabahın kokusu...bir umut kokusuydu. Özenle sakladı ve her gün içti umut kokusundan."
kendi berbat huzursuzluklarını,
kendi doyumsuzluklarından duydukları tadı, dünyada hiçbir nimetle yetinemeyişlerinin verdiği zevki, kısacası: Kafalarındaki uçsuz bucaksız kargaşayı bütün topluma yaymayı gerçekten başardılar!
İşte, büyük bir eser yaptım ve güzel oldu. Ama kemale ermiş her şey gibi bu da can sıkıntısı vermeye başladı artık. Biraz çekilip bu çalışmayla dolu geçen günün bitiminde kendime, kalbimin odacıklarmda küçük bir şölen vereceğim.”