Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İnanan için tüm kapılar açıktır.
“Olacağını sandığım şeyler olmamıştı. Asla olacağını tahmin etmediğim şeylerse, bir bir gerçekleşti.”
Reklam
“Her şey dikkatimi dağıtıyordu, en çok da kendim.”
Ölümünün üstünden bunca zaman geçtikten sonra, şimdi dönüp bakınca, yaşam şeklimiz mucizevi geliyor bana, sadece ortak bir zihnin içindeki taş ve dişlilerin sessiz uyumuyla gerçekleştirilebilecek bir mucize.
"Bize ne olacak?" diye sordum. "Her zaman biz olacağız" diye cevap verdi.
“Birbirimize daha çok hediye vermeye başladık…Sanki deliği doldurabilir, tuzla buz olan duvarı tekrar inşa edebilir, başka tecrübeleri içeri davet etmek için açtığımız yaraları ka­ patabilirmişiz gibi.”
Reklam
“Hiçbir şiirimin sonunu getiremediğimden yakındığımda, Paul Valery'den alıntı yaptı: "Şairler şiirleri bitirmez, onları terk ederler." Sonra da, "Endişelenme, halledersin çocuk" diye ekledi.”
-Evet belki de, dengemi kaybettim. Sorun ne bilmiyorum. -Neşeni kaybettin, dedi hiç tereddütsüz.Neşemiz olmadan ölü sayılırız. -Tekrar nasıl bulacağım peki? -Neşeli olanları bul ve onların kusursuzluklarına dal.
"Ya berbat edersem? Ya ritmi kaçırırsam?" "Yapamazsın," dedi. "Tıpkı davul çalmak gibi. Bir vuruşu kaçırırsan, başka bir ritim yaratırsın."
Bazen gerçeklikle kendi düşüncelerimizin üzerine gölge düşünüyoruz.
Reklam
Çünkü sanat Tanrı’ya söylenen bir şarkıdır ve nihayetinde yine O’na aittir.
Çocukken ne mutluyuzdur. Işık, mantığın sesiyle nasıl da körelir. Bu hayatta taşı düşmüş yüzükler gibi dolaniyoruz. Ama sonra bir gün, bir yerden köşeyi dönüyoruz ve bir de bakıyoruz ki karşımızda, yerde yatıyor; mücevher gibi kesilmiş, ışıl ışıl bir kan damlası… Hayalet değil gerçek. Dokunup rahatsız edersek yok olabilir. Ama bir adım atmazsak da, hiçbir şey düzelmeyecek. Bu bilmeceyi nasıl çözeceğiz? Bir yolu var.Dua edin. Kendi duanızı söyleyin. Nasıl söylerseniz söyleyin, fark etmez. Çünkü bittiğinde, saklamaya değer tek mücevhere, bağışlamaya değer tek tohuma siz sahip olacaksınız.
Sessizlik. Geçip giden arabalar. Metronun gürültüsü. Seher vaktini çağıran kuşlar. Eve gitmek istiyorum diye sızlandım. Oysa evdeydim zaten.
Sayfa 33
"Hadi, fotoğraflarını çek," dedi kadın, hayretler içerisindeki kocasına. "Sanatçılar galiba." "Hadi canım," dedi, omuz silkerek. "Bunlar çoluk çocuk."
O kadar çok ağladım ki, Robert müşfik bir edayla bana Sulugöz demeye başladı.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.