Paul Claudel
İnsanın insana yâr olmayacağı bilgisini ve kendini diri sanandaki ölümü kendimize ayırmamız gerek, kendimize bırakmamız.
Sayfa 50 - Diriliş Yayınları 7. Baskı 2015Kitabı okudu
Paul Claudel
Tanrıya ısmarladık, dostlar! Güveninize, inancınıza lâyık olmak için çok uzaklardayız şimdi.
Sayfa 50 - Diriliş Yayınları 7. Baskı 2015Kitabı okudu
Reklam
96 syf.
7/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
İnsanlık uygarlığının batı yakasından balkonumuzdan içeri bir demet gülün düşmesi saikiyle yazılmış. İçerisinde Baudelaire, Nerval, Rimbaud, Paul Valery'nin de aralarında bulunduğu 12 yabancı şairin birkaç şiirinin çevirisi bulunuyor. Kitabın başında Bir Kaç Söz başlıklı bir kaç sayfa takdim yazısı var burda ki bir cümle de çok hoşuma gitti. "Bizim işimiz, bir kibrit çakmak. Dünyayı yakmak için değil, dünyayı ışıtacak meşaleyi tutuşturmaya kendi çapımızda yardımcı olmak için." #31577079 Bu cümle Sezai Karakoç'un fikrini aynı zamanda karakterini çok güzel yansıtıyor. Şiirlere gelirsek Nerval'ın Sevgililer şiiri, Paul Claudel'in Balad şiiri, Apollinaire'in Mirabeau Köprüsü şiiri ve Jacques Prevert'ın Bu Aşk şiiri çok hoşuma gitti.
Batı Şiirlerinden
Batı ŞiirlerindenSezai Karakoç · Diriliş Yayınları · 2018333 okunma
Paul Claudel
Kitabın fizyolojsini incelemeyi düşündüm; kelime, sayfa ve kitap. kelime cümlenin sükun bulmamış bir parçasıdır, anlama giden yolun bir bölümü, fikrin geçip giden sarhoşluğu, çince kelimeyse, aksine, gözün karşısında sabit kalır... yazının esrarengiz yanı, konuşuyor olmasıdır. eski ve modern latince taşa yazılmak üzere oluşturulmuştu. ilk kitaplar mimari bire güzellik taşır. derken zihnin hareketi hızlanır, düşünce maddesinin akışı kabarır, satırlar sıkışır, yazı yuvarlaklaşır ve kısalır. çok geçmeden, kalemin minicik ucundan çıkmış olan sayfanın üstündeki o ıslak ve titrek örtüyü matbaa kapar ve klişesini alır... işte mekanik bir uzuv gibi sadeleştirilmiş, adeta stilize edilmiş insan yazısı... mısra bir yere gelip duran bir satırdır, maddi bir sınıra geldiği ve mekan darlığı çektiği için değil, kendi iç rakamı tamamlandığı ve etki gücü tükendiği için...her sayfa büyük bir bahçenin art arda gelen taraçaları gibi görünür gözümüze. göz, narçiçeği veya ateş rengi bir notanın şiddetiyle aniden cinsliksize hücum eden bir sıfatın adeta yanal saldırısı vasıtasıyla ve büyük bir zevkle kendinden geçer... büyük bir kütüphane baba fosillerle, izlerle ve fırsatlarla dolu bir kömür madeninin katmanlarını hatırlatır daima. kurutulmuş bitkiler koleksiyonu misali duyguların ve tutkuların derlendiği albüm, tüm insan toplumlarının kurutulmuş örneklerinin muhafaza edildiği kavanozdur.
”Zaman hiç kaybolmaz, kaybolan biziz.” #Paul Claudel
Bizden her şey beklenir ama iyi taraflarımız da var: Joyce, Ulysse adlı eserinde bunu çok iyi göstermiştir; insan, içinde her türlü eşyanın karmakarışık bir halde bulunduğu bir dükkâna benzer. Burada en iyi, orta ve en kötü şeyler birbirine temas ederler; insanın 'en kötü' şeye en çok rastladığını göstermek boş bir şeydir. Claudel "en kötünün her zaman kesin ve devamlı bir nitelik taşımadığını" göstermiştir; bir tek insanda bulunan küçük bir hakikat parçası, hakikî bir idealizm kıvılcımı, bütün problemi (yani, iyilik ve insanın değeri problemini) yeniden ortaya koymaya yetişir.
Sayfa 87 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Reklam
167 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.