"Tamam. Hangi oyuncuları beğendiğin konusunda bana bir fikir ver."
"Eski filmlerde... Paul Newman, Robert Redford ve Steve McQueen."
Zack kasetlere bakıyordu. Genç kadının nezaket icabı bile olsa kendi adını anmamasına şaşmış ve biraz da
alınmıştı. Ama tekrar düşününce, kendi filmlerinin eski filmler kategorisine girmeyeceğine karar verdi. Bu üç
oyuncunun oynadığı filmleri görmezden gelerek, "Buradaki filmlerin çoğu son on yıl içinde çekilmiş," dedi. "Yeni
oyunculardan kimleri beğeniyorsun?"
Kendi adını söylemesini bekliyordu. "
"Hmm... Kevin Costner, Micheal Douglas, Tom Cruise, Richard Gere, Harrison Ford, Patrick Swayze, Mel
Gibson ve Sylvester Stallone!" Julie bildiği bütün film artistlerini saymıştı.
Zack onun kendisini en sevdiği oyuncular listesine dahil etmemesine çok sinirlenmişti.
Sayfa 221Kitabı okudu
Alıntı
Pakistanlı araştırmacı yazar Dr.Faruk Saleem'in kaleme aldığı “Müslümanlar Yahudilerden neden geri kaldı?” başlıklı yazısı...
***
Dünyada nüfus bakımından azınlıkta olan Yahudiler Dünyayı yönetiyor.
Dünyada yalnızca 14 milyon Yahudi / Musevi var. (Kuzey ve Güney Amerika’da 7 milyon, Asya’da 5 milyon, Avrupa’da 2 milyon ve Afrika’da 100 bin Musevi
Hud filminin çekimi öncesinde Paul Newman Teksas'a gitti ve haftalarca bir çiftlikte yaşayıp kendince alıştırmalar yaptı. Rolüyle ilgili her şeyi öğrendi. Film çekimi başladığında Newman da kovboylar gibi kement atmasını, at üstünde sığır kovalamasını ve bağırıp çağırarak, ıslık çalarak sürü toplamasını çok iyi beceriyordu.
Baş kadın rolünü üstlenen Patricia Neal, o günlerde yedi yaşındaki kızını kaybetmiş, yasını sürüyordu hala. Ama yine de sinema yaşamında ona katkıda bulunacak, bir yerden sonra da onu oyalayacak diye "Hud"da oynamayı kabul etti ve kamera karşısına geçti.
Sayfa 150Kitabı okudu
Paul Newman kadar bira içen birini görmedim. Adam kendi başına bira reklamı gibiydi.
Sayfa 73Kitabı okudu
Amma garipler ha! Şu züppelere yakından bakmak isterim. Kendilerini Paul Newman ya da Robert Redford mu sanıyorlar?
İnsan binlerce konferansa katılıp, binlerce cilt okuyabilir ve tüm bu süreçlerin sonunda vardığı nokta bilgi olarak kabul edilebilir. Bilginin akılda kalması isteniyorsa bu yolla edinilen bilginin negatif bir yol olduğunu itiraf etmek bir zorunluluktur. Bilgi pasif olarak alınmamalı, aksine zihne aktif olarak girmeli, benimsenmeli ve üzerinde uzmanlaşılmalıdır. Bilgi zihne gelmeden zihin bilgiyi karşılamak için yola çıkmalıdır.
John Henry Newman, The Idea of a Universe (1853)
